Barolar haklı, sistem çöküyor

Siz dünyada böyle baro kolay bulamazsınız. Bolu'da "Her şehide karşılık 5 DTP'li öldürün" diye yazan gazeteciyi ifade özgürlüğü korumasına alan yerel mahkemeden ve bu kararı onaylayan Yargıtay'dan rahatsız olmuyor.

İddianamesinde Genelkurmay Başkanı'nın adını geçirdiği için Şemdinli Savcısı'nın, Kenan Evren'in yargılanmasını talep ettiği için Adana savcısının meslekten apar topar atılmasından da rahatsız olmuyor.

Yarsav'ın eski Başkanı'nın açıklamalarından, faaliyetlerinden rahatsız olmak bir yana keyif alıyor, destek veriyor.

Yargıdaki yanlışlardan, kirlilikten, ideolojik tavırdan rahatsız olmayan barolar, şimdi sistem çöküyor diye yakınıyor.

Yıllarca hukuk ihlalleri karşısında sessiz kalan barolar birden hukuka sahip çıkmayı akıl etti ama onu da yanlış bir açıdan ele alıyor.

Evet, sistem çöküyor.

Bu kadar ideolojik bir katılık içinde olan, askeri bürokrasiyle içiçe olan, askerden brifing almayı onur kabul eden, darbecilere ihlal ettikleri anayasaya bağlılık yemini ettirmekten çekinmeyen bir yargı sistemi çökmeye mahkuk olduğu için çöküyor.

Hrant Dink cinayetindeki kirli ilişkilerin üzerine gitmeyen, Danıştay baskınını yeterince araştırmayan bir yargı sistemi çökmeyip de ne yapacak.

Özgürlüklerin önünü açmak yerine en yasakçı kararlara imza atan, dünya hukuk literatürüne girecek bir tek karar üretemeyen bir hukuk sistemi ayakta nasıl kalsın.

Yabancı dil bilen, yabancı hukuk literatürü takip eden, dünyayı izleyen yargıç sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen bir yargı sistemi elbette çöker.

Dünyanın her ülkesinde barolar ve başkanları en saygın kişi ve kurumlar arasında yer alır.

Bugün Türkiye'de bu yargıyı barolar ve başkanları için yapabilir misiniz?

Avukatlık kökeni bir gazeteci olarak son dönemde kimlerin baro başkanı olduğuyla ben bile ilgilenmiyorum.

Çünkü barolar arkaik bir sistemi savunuyorlar ve o sistem gözlerinin önünde çöküyor.

Yeni kurulacak sistemde bu zihniyete yer yok.

Bu zihniyet yasakçı, kast anlayışına dayalı ve tasfiyeye mahkum.

Ama en azından bu çöküşü gördükleri için kendilerini tebrik etmek lazım.

CNNTürk haberciliği ve telefon dinleme

Türkiye'de son dönemde otoriter bir devlet hayaleti dolaşıyor.

Ya da daha doğru bir deyimle dolaştırılıyor.

Evet, AK Parti dünyanın en demokrat partisi değil.

Eleştiriden hazetmiyor, sürekli övgü bekliyor ve elindeki güç kimi insanları rahatsız ediyor.

Yine bu parti Türkiye'nin dünyaya, değişime açık tek partisi.

Zaman zaman yalpalasa da demokrasi adına en ciddi adımlar bu hükümet tarafından atıldı.

Hükümetin bu çabaları sistemi temelden çatlatıyor, çünkü daha çok demokrasi daha az veya sıfır vesayet anlamına geliyor.

Onun için hükümet aleyhine kampanyalar yapılıyor.

Bunlardan biri de dinleme canavarı.

Şimdi bu ülkede asıl sorun, yasal olmayan dinlemeler.

Mesleği ne olursa olsun, yasada belirtilmiş suçları işlediği konusunda yine yasanın belirttiği deliller olan kişilerin mahkeme kararıyla dinleniyor olması başta baroları memnun etmeli aslında.

Burada sıkıntı, Ergenekon İddianamesi'nde olduğu gibi, suç konusuyla ilgisi olmayan konularında iddianame veya eklerinde yer alması.

Bu açık bir kişilik hakkı ihlali.

Eylemi ve hakkındaki suçlama ne olursa olsun, kimsenin özel hayatını ortaya dökmeye ne yargının, ne polisin hakkı olabilir.

Bu işin temel kuralı.

Lafı dün radyodan dinlediğim CNNTürk haberine getireceğim.

Hakim ve savcıların dinlenmesiyle ilgili fezlekeyi almış CNNTürk.

Ama haberin veriliş şekline bakarsanız, Adalet Bakanlığı yasadışı dinleme emri verirken yakalanmış havasında.

Aslında herşey yasalara uygun yapılmış.

CNNTürk'ün görüşlerine başvurduğu eski DGM Savcısı Mete Öztürk ile Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Profesör Ahmet Gökçen de bunu söyledi.

Ancak habercilerin bu konukları nasıl yasadışılık yorumuna zorladığını kelimelerle anlatamam.

Zaten kanalın sitesinde de haber aynı havada verilmişti.

Güdümlü habercilik böyle bir şey olsa gerek.

Korku ve panik havası işte böyle pompalanılıyor ülkemizde.

Kaynak: Star