Bangladeş’in başkenti Dakka’da açılan sahne kapısı Kasım’ın 22’sinde sadece sona ermedi, iki tanınmış muhalif figürün hayatı da asılarak sona erdi. Aynı zamanda, beş yıl önce Başbakan Şeyh Hasina tarafından, 1971 yılında ülkenin Pakistan’dan ayrılma sürecinde savaş sırasında işlenen iğrenç suçları kovuşturmak için kurulmuş bir yerel mahkeme olan Uluslararası Suçlar Mahkemesi’nin çalışmalarını daha yakına getirdi.
Bu savaşın vahşetinin düzgün bir muhasebeye ihtiyacı vardı. Ama mahkeme hatalıydı. Sanıkların haklarını açık bir şekilde ihlal etti ve siyasi müdahalelere karşı duyarlı oldu. Oysa Şeyh Hasina’ya göre bunların tümü değerli olmuştur. O bağımsızlık mücadelesine kadar uzanan hesabı verdi. Ve onun ezeli düşmanı Begüm Halide Ziya tarafından yürütülen muhalefet partisi Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) onu ciddi şekilde zarara uğrattı.
Masal anlatma
Ölen insanlardan ilki olan Selahaddin Quader Chowdhury, iyi bağlantıları olan bir aileden geliyordu. Onun politikacı babası bağımsızlık öncesi diktatör Ayub Khan yokken, Pakistan’ın başkanıydı. Chowdhury, iki kez başbakan olan Bayan Ziya’ya yakındı ve ara sıra Bangladeş ve Pakistan arasında arabulucu olarak görünüyordu.
Mahkeme, Pakistan ordusu ile işbirliği içerisinde olan Hinduları silerek, 1971 yılında dahil olduğu suçlamalardan ötürü onu suçlu buldu. Ancak yargılama adil değildi. Savcılık, 41 tanığın sadece dördünün çağrılmasına müsaade etti. Mahkeme, diğer ileri gelenlerin yanı sıra, eski Amerikan büyükelçisinin ifadelerini engelledi. Onlar ifadelerinde, Chowdhury’nin atılı suçlar zamanında Pakistan’da olduğunu iddia etti.
İkinci adam, Ali İhsan Muhammed Mücahid, BNP’nin iktidar ortağı olan Cemaat-i İslam’ın genel sekreteri ve sosyal refah bakanı oldu. Cemaat-i İslam’ın öğrenci kanadından yetişmiş azılı bir milis olan Mücahid, Bedr’in üst düzey komutanı olarak 1971 yılında entelektüellerin ve Hinduların cinayetlerini organize etmekten mahkûm edildi ve Bengalli milliyetçilerin peşinden gitti. Birçok Bangladeşli onun asılmasını memnuniyetle karşıladı. Bangladeş’in kurucusu Şeyh Mucib-ur Rahman’ın kızı olan Şeyh Hasina, 2009 seçimlerinde vahşet suçluların cezalandırılmasına yönelik verdiği sözü şimdi tuttu diyebiliriz.
Bu arada, 1981 yılında kendine yapılan suikast öncesinde, 1975 yılında Şeyh Mucib’e yapılan suikast sonrasında iktidara gelen Ziya-ur Rahman’ın dul eşi Halide Ziya, Londra’dan bu hafta döndü. Yetkililer Dakka’da onun uçağının etrafında çember oluşturarak destekçilerini uzaklaştırdılar. Onun hanedanı, amacı olmaksızın gitgide artarak arıyorlar. Halide Ziya 70 yaşında olmasına rağmen zaaf belirtileri gösteriyor. Oğlu ve siyasi varisi Tarık Rahman, annesinin kleptokratik yönetiminden itibaren kendisine yöneltilen yolsuzluk suçlamalarından dolayı Londra’dan dönemiyorlar. Parti içindekiler kirli bir veraseti tarif ediyorlar. Rahman’ın bir önceki lideri “geniş ve tehlikeli dokunaçlarından” ve partinin onun değişmiş koşullarına cevap vermesindeki yetersizlikten şikâyet ediyor. Seve seve haydutları şiddeti arttırmaya davet ediyor.
Güçlü kırsal desteğe sahip olsa da, BNP, ticaret himayesindeki gücünü kaybediyor. Son seçimi boykot eden hiçbir milletvekili yok. Bir sonraki seçim 2019 yılında değil, eğer Şeyh Hasina kendi yolunu çizerse, tarafsızlığı sağlamak için bir bekçi hükümet tarafından denetlenmeyecektir. Bu arada Şeyh Hasina’nın Avami Birliği BNP iktidarında olduğu gibi muhalefetteki siyasileri kışkırtmaya devam ediyor. Diğerleri saklanmış ya da kaçıp gitmiş olsa da çoğu hapiste (Halide Ziya da rüşvet ve yolsuzluktan suçlanıyor). Sol cenahta duranlardan bazıları Rahman olmadan bir gelecek hayal ediyor. 20 Kasım’da BNP’nin eski kodamanlarından Nazm-ül Hüda, BNP’nin ayrılıkçı tabanını duyurdu.
BNP’nin sorunları, kusurlu taht veliahdının ötesine geçiyor. Partinin dev komşusu Hindistan’a güvenmesi, Bangladeş’in laik geleneklerinin gelecekteki BNP hükümeti altında güvenli olduğundan dolayı pek mümkün görünmüyor. Bu durum, BNP’nin, Suudi etkisinde islam’ı teşvik eden (ve gelecekte yasadışı olabilecek olan) Cemaat ile bağları koparmak için isteksiz olmasına yardımcı olmuyor. Bu arada Avami ve Hindistan arasındaki ilişkiler giderek yakınlaşıyor. Bu ay Bangladeş, Hintlilerin talep ettiği uzun listenin sonuncusunu, Bangladeş’in yararlı bir pazarlık kozu olarak 18 yıl hapiste tuttuğu Assam’ın ayrılıkçı lideri Anup Chetia’yı teslim ederek yerine getiriyor.
Aralık ayındaki belediye seçimleri BNP’nin harekete geçirilmesini sağlayabilir. Ama neredeyse her yerde Avami Birliği hâkimiyeti büyüyor. Bangladeş’in –kuruluşunu sağlama alması beklenen- demokratik ve hukuki kurumlarına maliyeti ise başka bir konu.
Dünya Bülteni için tercüme eden: Caner İlker
Kaynak: The Economist