Dün yeni bir Avrupa ülkesi bağımsızlığını ilan etti. Nüfusunun yüzde 90'ı için Kosova cumhuriyeti, Yugoslavya'nın parçalanmasının en yeni halkası. Ama son halkası olacak mı, belli değil. Yeni bayrak ne kadar mülâyim görünse de Kosova'da en az 120 bin Sırp bu bayrağı tanımayacak. Bu kişilerin yarıya yakını, bir bölünme daha gerçekleşirse sınırı oluşturacak İbar nehrinin güneyinde, dağınık halde NATO koruması altında yaşıyor.
Sırbistan'ın topraklarının yüzde 15'inin kaybına ne tepki vereceği meselesi de var. Bunu daha ziyade, yeni seçilmiş Devlet Başkanı Tadiç-Başbakan Koştunitsa mücadelesinin galibi belirleyecek. İkisi de Kosova'nın bağımsızlığına karşı çıksa da, milliyetçi Koştunitsa Sırp hükümeti bakanlarına bu bağımsızlığı sabote etmek için enerji ve su kaynaklarının engellenmesini de içeren bir eylem planı hazırlattı. Bağımsızlık ilan edilen gün de Kosova'ya 'sahte devlet' dedi. Liberal Tadiç'se bunlara ve Kosova'yı tanıyan AB ülkeleriyle ilişkileri sertleştirme hamlelerine karşı, fakat onun da başkanlığına elverişli bir ortamda başladığı söylenemez.
Bu olsa olsa, kararların çok taraflı alındığı yeni bir uluslararası düzen amacını geri çeken tek taraflı bir çözüm. Kosova'nın Miloşeviç'in yaptıkları yüzünden benzersiz olduğu iddiası hafif kalıyor.
Putin, Rusya'nın Gürcistan'ın Güney Osetya ve Abhazya bölgelerinin veya Moldova'dan ayrılmış Transdinyester'in bağımsızlık iddialarını hemen tanıyarak ABD ve Britanya'yı taklit etmeyeceğini açıkladı. Ama artık bir emsal var ve Batı'nın Gürcistan'ın toprak bütünlüğüne desteği zayıfladı. Sovyetler'in dondurulmuş çatışmalarını model alırsak, Mitroviça'daki Sırp bölgesinin etnik çatışmalara sahne olabileceğini de görmek gerek.
Avrupa'nın birliği de sınanacak. Bu yeni doğmuş devletle askeri veya siyasi işbirliği kapasitesi şüpheli olabilir. Avrupa şimdiden Kosova'yı tanıma konusunda bölündü, dahası bölgesel ayrılıkçı çatışmalar, İspanya gibi Balkanlar dışındaki ülkelere için bile tatsız paralellikler ortaya koyabiliyor. Bu bağımsızlığın geçmişin hatalarını düzeltip düzeltmemesinden ziyade, geleceğe hitap edip etmediği soruluyor artık.
Kaynak: Radikal