Bağımsız İskoçya bir deprem

İskoçya’nın başkenti Edinburg volkanik tepeler üstüne kuruludur. Fakat Londra 8 Eylül’de yanardağ üstündeydi. 18 Eylül referandumuna giden süreçte, 6 Eylül’de, gerçekleştirilen kamuoyu araştırmasının sonuçları, ilk defa, İskoç milliyetçilerinin zafer kazanacağını gösteriyor.

YouGov Enstitüsü’nün gerçekleştirdiği ve Sunday Times’ta yayınlanan araştırmanın sonuçlarına göre seçmenlerin %49’una karşılık %51’i İskoçya’nın bağımsızlığına “evet” oyu verecek. Birleşik Krallığın sonunu kayıtsız şartsız ilan etmek için konunun halen teknik bir konu olduğu söylenebilir.

İngiltere ile İskoçya arasında üç asırdan uzun süren dönemin sonu olabilir. Bu önemsiz değil. Şu halde İngiltere sadece üç halkı yani İngilizler, Galliler ve Kuzey İrlandalıları bir arada tutabilecek demektir.

Bağımsızlık durumunda II. Elizabeth İskoçlara kraliçelik yapmaya ya da İskoç muhafız alayı Buckingham Sarayı’nı korumaya devam edecek mi? Andy Murray, Davis Kupası’nda kimin için oynayacak? Sırf nispet olsun diye, Harrods’un kilt satmayı reddetmeyeceğini kim bilebilir?

Endişe verici sıfatı, bu araştırmanın Londra’da yol açtığı kaygı, panik ve infial hissini tanımlamak için çok hafif kalır. Sonuçların açıklandığı süreçte (geçtiğimiz haftalarda) bağımsızlığa evet oylarının giderek arttığını gördük fakat hiçbir zaman hayır oylarına baskın çıktığını görmemiştik.

İskoçya zaten parlamentosu, hükümetiyle ve aynı zamanda kendi maliyesine sahip olması dolayısıyla büyük oranda özerk. Her ne şekilde olursa olsun Alex Salmond’un İskoçya Ulusal Partisi (SNP)’nin zafer kazanmasının şaşırtıcı bir yanı olmaz. Bu durumun referandumda oya sunulacak önemli meseleler üzerinde derin bir etkisi olur.

Öncelikle Londra’da. Referandum prensibini kabul etmiş olan muhafazakar başbakan David Cameron’un istifa etmesi gerekebilir. Fakat muhalefet bu durumdan memnuniyet duymaktan uzak. İngiliz İşçi Partisi’nin, çoğunluğun tercih ettiği parti olarak, İskoçya’dan mahrum kalınca, Birleşik Krallığın diğer üç halkından bir çoğunluk sağlaması giderek zorlaşır. Para, bankacılık ve vergi gibi ekonomiye ilişkin baş gösteren diğer sorunlar da cabası.

Brüksel’de de endişe galip gelir. Ve elbette bu durum Baskları ve Katalanları cesaretlendireceği gibi Avrupa Birliği sınırları içinde bağımsızlığa eğilimli tüm azınlıkları da teşvik eder. Avrupa’nın, İskoçya referandumuna “evet-sonrası”nda, aynı kalması mümkün olmaz artık.

“Evet” durumunda İngiltere de tıpkı Avrupa gibi regresyona girer. Bu bakış açısına karşı koymak için İngiltere’nin büyük partileri referandumun “hayır” ile sonuçlanması durumunda daha fazla yetki devretmeyi vaat ediyorlar. Bunun, İskoçya’da bağımsızlık eğiliminin tırmandığını gösteren duygu yumağına set çekmek için yeterli olacağı şüpheli.

Le Monde, Başyazı
Dünya Bülteni için çeviren: Muhsin Korkut