Azerbaycan'da hem Batı hem Rusya kazandı!


 
Azerbaycan'daki seçimler hem Rusya hem de Batı'nın istediği gibi sonuçlandı. Seçimleri kazanmadan önce, gözlemciler İlham Aliyev'e zaten, "seçimlerin favorisi" olarak ilan etmişlerdi.
 
Aliyevlerin siyasi kariyeri 1993'de başladı. O zaman, Haydar Aliyev devlet başkanı seçilmişti. 2003'de ise "Azerbaycan şehzadesi" yüzde 76.8 oyla başkanlığa seçilmişti. Bu seçimlerde ise karşısında ciddi bir rakip bile bulunmuyordu. Onlardan Yarıştığı diğer altı adaydan Gulamhüseyin Alibeyli, muhalif parti AHCP'nin (Azerbaycan Halk Cephesi Partisi) eskiden ikinci adamıydı, diğerleri ise milli meclisin vekilleriydi. Hepsi de İlham Aliyev'e karşı olumlu duruş sergilemişti.
Bunlar, Ümit Partisi lideri İkbal Ağazade, Büyük Oluşum Partisi başkanı Faziı Gezenferoğlu, Tek Azerbaycan Halk Partisi Başkanı Kudret Hasanguliyev, Azerbaycan Liberal Demokrasi Partisi lideri Fuad Aliyev ve Yeni Musavat başkanı Hafız Hacıyev'di.
 
Yerel ajanslardan biri Hafız Hacıyev'ın açıklamalarını duyurdu: "Birinci sırayı ya kardeşim alır ya da ben alırım."  Sonradan kendisin de ifade ettiği gibi kardeşi olarak kastettiği, İlham Aliyev'di.
 
Muhalefet ise Aliyev lehinde yapılan seçimleri boykot etti ve tiyatro sahnesinde bulunmak istemediklerini duyurdu. Muhaliflerin açıklamasına göre oyunun ismi "Nasıl olsa sizin kıralınız olacağım" dı.
 
Azerbaycan seçimlerinin tamamının kendine özgü özelliği bulunmakta. Tüm seçimler birinci aşamada, büyük oy çokluğu ile kazanılıyor. Bazen ise halk oybirliği ile bir adayı seçiyor. Örneği şimdiki devlet başkanının babası Haydar Aliyev. Aliyev 93 başkanlık seçimlerini yüzde 98.8 oyla kazanmıştı.
 
Ülkenin en önemli muhalif partisi AHCP'nin başkanı Ali Kerimli bu duruma şöyle açıklık getiriyor: "2005 parlamento seçimlerinden sonra Azerbaycan'da ilan olunmamış olağanüstü hal yaşanmaktadır." İddasını ispatlamak için de şu kanıtları ileri sürüyor, Kerimli; "Muhalifler yürüyüş ve miting düzenleyemiyor, medyanın tamamı, tv kanalları da dahil olmakla yüzde 100 devlet tarafından kontrol altında tutuluyor, onların görüşüne karşı olan basın mensupları ise takip ediliyor."
 
Gerçekten de Azerbaycan'da muhalif partilerinin çalışma düzeni yok edilmiş, parti binalarını ise polis ele geçirmiş durumda. Bundan başka, şimdiki yönetim, muhaliflerin serbest hareket etme özgürlüklerine de kısıtlamalar getirmiş, Bakü dışındaki bölgelere çıkıp, seçmenler ile görüşmeleri yasaklamış, engellemiştir.
 
Ali Kerimli bu durumun 'ev hapsi' ne benzediğini belirtiyor. Ancak tüm bunlara rağmen daha oylar sayılmadan öne Azerbaycan halkının seçimi, 'demokrasinin garantörü' ABD tarafından onaylandı. Amerikalı gözlemciler hemen, "seçimlerde kayda değer yolsuzluğa rastlanmadığını" duyurdular. Diğer Batılı gözlemciler de buna benzer fikirler söylediler.
 
Meselenin ilginç tarafı ise ABD ve Rusya stratejik anlaşmazlıklar içerisinde olsalar da, bu konudaki düşünceleri örtüştü. Seçimleri gözlemleyen Rusya ve BDT temsilcilerinin başkanı İgor Andryuşenko da Amerikalıların fikirlerini tekrarladı.
 
Bu tür yaklaşımın sebebi ise İlham Aliyev'in ikili oynamasıdır. Başka bir ifadeyle o Batı yanlısı olarak kendini göstererek, birçok uzmanın Rusya karşıtı diye niteledikleri, GUAM'ın – Gürcistan,Ukrayna ve Moldova ile beraber – içerisinde bulunuyor. Bununla da Avrupa'nın
Moskova'ya enerji bağımlılığını azaltmak için çaba sarfediyor.
 
Ancak diğer taraftan ise kurnaz doğu yöneticisi komşusu Mihail Saakaşvili'nin de adımlarını takip etmek niyetinde değil. Artı, Saakaşvili için, çok zor bir dönemde, kelimenin tam manasıyla Gürcü lidere sırtını dönerek, Batı'nın oyuncağı olmadığını da göstermiş oldu.
 
Onun Rusya'ya olan ihtiyacı Ermenistan'a baskı yapmak için gereklidir. Çünkü Dağlık Karabağ sorunu Azerbaycan'ın devlet başkanı için en önemli meseledir. Ancak nasıl olursa olsun İlham Aliyev biri birine karşı olan iki büyük devlet arasında dengeli siyaset yürütmenin örneğini sergilemekte.

 

Dünya Bülteni için çeviren: İbrahim Ali