Bugünlerde diplomatik krizler vakayı adiyeden, fakat Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un sahnelediği en sonuncusu İsrail'in itibarına son derece şiddetli bir darbe indirdi.
Dışişleri Bakanlığı'nda infial yaratan Türk televizyon dizisi gerçekten küçük düşürücü ve İsveç bulvar gazetesi Aftonbladet'in rol oynadığı önceki bir krizi de bir şekilde hatırlatıyor.
O vakada da Dışişleri Bakanlığı hiddetle silahını çekivermişti. Kimsenin dikkatini çekmeden silinip gidebilecek salakça ve tümüyle yersiz bir bulvar gazetesi yazısı, İsveç hükümetiyle bir savaşa dönüşmüştü.
Çocukça ve lüzumsuz bir fırça
İsveç'teki o makale gibi, Türkiye'deki dizi de İsrail'in verdiği hararetli tepkiyle hak ettiğinden fazla itibar görmüş oldu. Ancak Türkiye'yle krizin çok daha yıkıcı sonuçları oldu, zira şu an yaygın olarak İsrail'e karşı taraflı görülen ve Başbakan Binyamin Netanyahu'nun her gün adım adım İran'a yaklaştığına inandığı bir devletten resmen özür dilenmesiyle neticelendi.
Bu yüzden İsrail kamuoyu ve liderleri Ayalon'un istifasını istemeli. Türk büyükelçiye attığı çocukça 'fırça' lüzumsuzdu. Dahası, insani terbiyeye aykırı olmasının ötesinde, diplomatik nüanstan o kadar mahrumdu ki, İsrail'i, Dökme Kurşun Operasyonu'ndan beri ordumuza ve liderlerimize karşı ağzından iftiradan başka bir şey çıkmayan bir ülkeden özür dilemeye mecbur bıraktı. Ve dahası, düşmanlarımıza aleyhimizde kullanacakları yeni kozlar verildi.
Hükümetimizin bir bulvar gazetesi yazısı veya bir televizyon dizisiyle serseme çevrilebileceğine dair daha fazla kanıt var artık. Türk radikaller de Ayalon'un hatalı davranışından fayda sağlayacak, zira Türk hükümetinin giderek vahim hale gelen İsrail karşıtı hissiyatı muhtemelen daha da güçlenecek.
Fakat Ayalon İsrail diplomasisinin şımarık çocuğu falan da değil. Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın başını çektiği ve yeni devreye sokulan saldırgan yaklaşımın bir parçası. Görünen o ki Ayalon diplomat rolünü bir generalin rolüyle karıştırıyor ve ülkesine haraket etmeye cüret gösteren herkese, hakaretin kaynağının ne kadar önemsiz olabileceğine bakmadan, savaş ilan etmeye girişiyor.
En yüz kızartıcı krizlerden biri
Bu küstah dış politika tarzı İsrail'e hiçbir fayda getirmez, tam tersine, anti-Semitizmin ve anti-Siyonizmin tezahürlerinin daha da tahrik edilmesine hizmet eder olsa olsa. Zira hasımlarımız, bu tür her tezahürün İsrail'in resmi tepkisini tetiklediğini anlar.
Kamuoyunun bizi dünyadan uzaklaştırmaktan başta işe yaramayan, lüzumsuz ve kazanamayacağımız halkla ilişkiler savaşlarını tetikleyen bir dış politikanın terk edilmesini talep etme vakti geldi. Yakın tarihin en yüz kızartıcı diplomatik krizlerinden birini sorumlusu olan bir diplomatın istifası iyi bir başlangıç olacaktır.
(İsrail gazetesi, 14 Ocak 2010)
Kaynak: Radikal