Avrupa'nın temelleri

İsrail veya Yunanistan ile ilgili yapılan yorumlarda bu iki ülkenin mevcut konumlarında, mevcut halleriyle birer Doğu Akdeniz devleti oldukları izlenimi veriliyor. Birisi yalnızlığa terkedilmiş, öbürü iflas etmek üzere olan iki küçük ülke.

Bu yaklaşım, bu iki ülkeyle ilgili temel gerçekleri esastan ihmal etmiş oluyor. Bu ülkelerin ortak özelliği, Avrupalı güçler tarafından kuruluşlarının sağlanmış olmasıdır. Yunan halkı Batı tarafından örgütlenerek isyan ettirildi, Mehmet Ali Paşa tarafından isyan bastırıldı fakat başta İngiltere olmak üzere Avrupalı güçlerin araya girmesiyle ilk bağımsız Yunan devleti kurulmuş oldu : Yıl 1829. Milli Mücadele'de de Yunanlıları Anadolu'ya süren, İngilizlerdi.

Ya İsrail ? Balfour deklerasyonu ile başlayan süreçte, İngiltere'nin himayesinde Filistin'de nüfus dengeleri bozuldu, İkinci Dünya Savaşı ile hazırlanan ortamda Avrupa'dan, Rusya'dan Yahudi nüfus taşındı, sonunda denge sağlanır gibi oldu, İsrail devleti kuruldu : Yıl 1948. Bundan sonra direkt himayeyi yeni süper güç Amerika üstlendi. Günümüze kadar da böyle geldi.

Avrupa bu iki ülkeye niye bu kadar önem veriyor ? Yunanistan'da, İsrail'de petrol yatakları olduğu için mi ? Elbette hayır. Avrupa'nın petrol yatakları kadar önem verdiği başka konular da vardır. Bu iki ülke, Avrupa kültürü, medeniyeti, dini, varlığı, nesi varsa onun temelleriyle ilgilidir.

Modern Avrupa'da aydınlanma çağı Yunan kültür mirası üzerine kurulmuştur. Antik Yunan, Roma'yı etkiledi. Roma din ve devlet geleneğine şekil verdi. Hıristiyanlık sembollerinde antik Roma'nın etkilerini görmemek mümkün değil. Roma'nın (Vatikan) Katolikliğin merkezi olması bir rastlantı değil. Ortaçağ "karanlığından" sonra ise antik Yunan filozofları sayesinde skolastik düşünceden "akla dönüş" yaptılar. Ünlü İngiliz şair Byron'un Yunan "yurtseverlerine" destek için Mora'ya geldiğini ve burada öldüğünü hatırlayalım.

Museviliğe gelince onlar olmadan çağdaş Avrupa'yı tanımlayamazsınız. Eski Atik ve Yeni Atik Avrupa'nın kutsal kitapları. Eski Atik, Tevrat'tan başka bir şey değil. Bu nedenle onları birlikte değerlendirip Ehli Kitap diyoruz. Yahudilerin Hıristiyanlığa katkıları çok büyük. Ortak kültür, Hz. İsa'yı Yahudiler öldürttü söylemini arka planda bırakıyor. Hıristiyanlığın oluşumunda ve bugünkü şeklini alışında Musevi kültürünün etkisi sanıldığından çok fazla. Binlerce yıla dayanan Museviliğin bu iş için yeterli birikime sahip olduğunu söyleyebiliriz. Tarihte kendilerine en çok peygamber gönderilen kavim de bildiğimiz kadarıyla Yahudilerdir.

Ortaçağ boyunca anlaşamayan, zulüm, işkence ve katliamlarla dolu bir tarih yaşayan Ehli Kitab'ın 20. yüzyıl itibariyle nasıl barışıp ortaklık kurdukları konusu ayrıca incelenmelidir. Bizim burada konumuz, Yunanistan ve İsrail varlığının anlamsal temellerini hatırlamaktır. Üstelik her iki ülke, Osmanlı topraklarında doğmuş ve "serpilip" bugünkü halini almıştır.

Yakın zamanlara kadar Yunanistan'ın, bizimle olan geleneksel "düşman ülke" rolünün yanında, Arap ülkeleriyle, özellikle Mısır'la bizden daha iyi ilişkiler kurduğunu görüyoruz. Hatta Yunan halkı genellikle İsrail'e karşı Filistinlilerin yanındadır. Bunun kökenleri incelenebilir. Yunanistan'da sol güçlüdür ve bu kültür Amerikan – İsrail karşıtlığını desteklemiştir. O zamanlarda Türkiye, ABD ile birlikte İsrail'in güçlü müttefiki durumundaydı ki bu durum, Arap dünyasıyla olan kopukluğu simgeliyordu.

Türkiye'nin dış politikada Ortadoğu – Arap dünyasına açılmasıyla birlikte ve İsrail'le ilişkilerin bozulmasıyla birlikte durum değişti. Türkiye ile ters düşen ve bölgede müttefik arayan İsrail için en uygun aday, Yunanistan oldu. Üstelik ekonomik durumu hiç parlak olmayan bir Yunanistan.

Yaşanan konjonktürde, daha önce birbirlerine pek de yakın olmayan iki "Doğu Akdeniz" ülkesi, Yunanistan ve İsrail, adeta birbirlerine doğru itiliyor. Bu arada medyada bol bol "savaş" senaryoları konuşuluyor. Bütün bu söylentilerin medyatik abartma olduğunu, belli bir düzeyde diplomatik diyalogun devam etmekte olduğunu tahmin ediyoruz. Bu iki ülkeyi Avrupa varlığının dışında, kendi halinde devletler olarak görmeninse ne kadar yanlış olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Spordan bir örnek verelim, Türkiye Avrupa'da mı Asya'da mı diye tartışılırken, İsrail takımları Avrupa şampiyonalarına katılıyor ve buna itiraz eden bir insan bulunamıyor.