Batı'da yaşayan Müslümanlar laik toplumlara entegre olmaya ne kadar hazır? İsviçre'de yeni minare inşasının yasaklanmasının arkasındaki asıl soru bu. Bu dikenli soruya en yeni çözüm, John Bowen'ın 'İslam Fransızlaşabilir mi?' adlı kitabında yer alıyor.
Bowen toplumsal bir yaklaşımı seçiyor: Acaba Müslüman bir erkekle kadın laik bir ülkede camide mi belediye binasında mı evlenmeli? Müslüman çocuklar Darwin teorisini öğrenmeli mi? Müslüman bir kadın Müslüman olmayan bir erkekle evlenebilir mi? Müslümanlar faizli banka kredisi alabilir mi?
Bowen'a göre, Müslümanların Batı toplumuna ne kadar entegre olduğunu siyasi olaylar değil, bu tür gündelik sorunlar belirliyor. Teşhisi doğru, ancak vardığı sonuç hatalı. Zira Bowen Avrupa'daki Müslümanların yaşadıkları toplumlarda eriyecekleri beklentisiyle yakın gelecekte entegre olacağı sonucunu çıkarıyor. Bu yaklaşım birçok gözlemi beraberinde getiriyor.
Sözgelimi, Batılı düşünürler İslam'ı Hıristiyanlık gibi sadece bir ibadet dini olarak ele alıp Müslüman bireyin davranışlarına, ötekilerle ilişkilerine hükmeden bir değerler ve davranış sistemi olduğunu gözardı ediyor.
Acaba Müslümanların Batı'ya entegre olması için dini kimliklerinden ayrışması gerekir mi? Batılı düşünürler, toplumlarında İslam'a önyargılı yaklaşan bir akımın varlığını kabul etmeli. (Katar gazetesi Vatan, 4 Ocak 2010)
Kaynak: Radikal