Bundan 58 yıl önce, 9 Mayıs 1950'de Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman, Avrupa ülkelerine bir çağrıda bulundu. 2. Dünya Savaşı'nda Fransa ile Almanya'yı karşı karşıya getiren Alsace'da doğmuş olan Schuman, bu kömür ve çelik zengini bölgede ne acılar yaşandığına tanık olmuş biriydi. Bir daha bu tür acıların yaşanmaması için, Avrupa halklarını bir araya getirecek, kalkınmayı hedefleyecek ve demokrasiyi esas alacak işbirliklerine ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Benzer acılar çeken beş ülke, Fransa'dan yükselen bu sese kulak verdi. Bir yıl içinde antlaşmalar hazırlandı ve Paris'te AB'nin ilk tuğlası olarak kabul edilen Kömür Çelik Topluluğu kuruldu. Bu nedenle tıpkı ülkelerin bağımsızlık günleri olması gibi 9 Mayıs AB'nin doğum günü olarak kabul edildi.
Bir saat kadranı mı, olası üye sayısı mı yoksa azizleri mi kastettiği konusunda Türkiye'de katiyen uzlaşmaya varılmamış olan 12 yıldızlı bayrağına ise 1985'te kavuştu AB. Yıldız sayısının insan hakları ve demokrasi teminatı olan Avrupa Konseyi'nin başlangıçtaki üye sayısını ifade ettiği açıkladı. Bu yolla bayrak, insan hakları, özgürlükler, hukuk devleti ve demokrasi ifadesi oldu. Aynı yıl Beethoven'in 9. Senfonisi'nin son bölümünden uyarlanan parça da, AB marşı olarak kabul edildi. Nedeni, 9. Senfoni'de koronun okuduğu sözleri yazan Alman şair Schiller'in dönemin siyasi koşulları gereği eserine 'Özgürlüğe Övgü' ismi veremeyip 'Neşeye Övgü' başlığı atmak zorunda kalmasıyla ilgili.
Simgeler, 'Birlik'lerde önemlidir. Her devletin, toplumun birlikteliği ifade eden simgeleri bulunur. AB de bir birliği ifade ediyor ve simgeleri bulunması doğal. Bununla birlikte AB üyesi her ülkenin de ulusal ve yerel simgeleri var. Zaten AB demek, tam da bunları birbirine karıştırmamak demek.
Hiçbir AB üyesi ülke AB marşı var diye ulusal marşlarından ve bayraklarından vazgeçmediler. Ancak, AB üyelerinin bir araya geldiği ortamlarda, serbest dolaşım nedeniyle farklı vatandaşların bir arada yaşadığı gerçeğiyle ulusal simgelerini başkalarını rencide etmeyecek biçimde kullanır oldular. Her ülke, kurumlarında, kuruluşlarında ulusal bayraklarının yanına AB bayrağını astı. Hemen hiçbirinin aklına AB bayrağının bir kenarına kendi bayrağından bir simgeyi sıkıştırmak gelmedi.
Nedense, bazen Türkiye'deki 9 Mayıs kutlamalarında ya da AB ile ilgili faaliyetlerde 12 yıldızdan birinin yanında bir ay ve ayın olduğu yerde de mavi rengin kırmızıya dönüştüğünü gösteren simgeler, imajlar ve afişler kullanılır. Bu faaliyetlerde, 9. Senfoni de resmi bir marş gibi değil, bir düğünde gelinle damadın salonuna girerken yaratmak istedikleri ortam gereği seçtikleri parça tadında çalınır.
AB üyesi ve aday ülkelerde AB kuruluş günü, eğlenceler, konserler, yarışmalar, balolar ve resmi törenlerle kutlanır. Yani hem bireyler hem kurum ve kuruluşlar kutlar. Türkiye'de ise AB konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ya da kamu kuruluşları bu günü sıkıcı ve hep aynı şeylerin konuşulduğu konferans ve panellerle değerlendirir. Bu haliye kişilerin kutlama imkanı da iyice sınırlanmış olur.
Türkiye, en azından resmi olarak AB'ne üye olmak isteyen bir ülke, dolayısıyla AB'nin kurallarıyla birlikte değer ve simgelerini de benimsemek durumunda. O simgelerin ifade ettiği anlamlara yabancılaşmanın, AB'ne yabancılaşmak olduğu açık. Evrensel değerleri kendi simgelerinin arasına yerleştirmeyen toplumların kendi değerlerini evrene taşıma olanağı da olmaz. Yine de Avrupa Günü kutlu olsun.
Kaynak: Star