AB maliye bakanlarının son kriz toplantılarına dair haberleri okurken merhamet duymamak elde değil. Bu beyler (artı, kısa süre sonra Uluslararası Para Fonu'nun başına geçmek için Washington'a gidecek olan bir Fransız bayan) oturup saatlerce Yunanistan'ı iflastan kurtarmanın en iyi yolunun ne olduğunu tartışıyor.
Önlerinde bakanlıklarındaki en parlak memurlar tarafından hazırlanmış tavsiyeler ve öneriler var. Fakat bakanlar gazeteleri okuyup televizyondaki haber programlarını seyrettiklerinde en az kendi yardımcıları kadar parlak addedilen birçok iktisatçının Brüksel'deki toplantı salonlarında tartışılanlarla külliyen çelişen öneriler ortaya koyduğunu görmeden edemiyorlar.
Yunanistan'ın karşılaması gereken belli koşullara dair kendi aralarında hasıl olan onca fikir ayrılığına rağmen AB bakanlarının genel amacı hâlâ, Atina'ya borçlarını ödemesine ve iflası önlemesine yetecek kadar parayı vermek. Bu planlar Yunanistan'ın mali olarak dibe vurması halinde sonuçlarının Yunanistan için, AB için, bütün büyük bankalar için ve genelde uluslararası ekonomi ve para sistemi için korkunç olacağı kanısına dayanıyor.
Bu arada Yunanistan'da işlerin sarpa sarmasından Türkiye de payına düşeni alacak. Türkiye'deki doğrudan yabancı yatırımın büyük kısmı Avrupa kaynaklı. Bu akış Avrupa bankaları ve şirketleri resesyonla yüz yüze kaldığı için kesilecek olursa, Türkiye'nin zaten inişli çıkışlı olan büyümesi, son derece vahim bir durgunluğa girebilir.
Öte yandan ünlü iktisatçılar, Yunanistan'ın iflasının her ne pahasına olursa olsun engellenmesi gerekip gerekmediğine dair sorular sormayı sürdürüyor. Bütün bu yeni AB kredilerinden sonra, Atina'nın sırtındaki borç yükünün fazlasıyla ağırlaşmasından korkuyorlar. Bu kredileri almak için Papandreu hükümetinin kallavi bütçe kesintileri yapması gerekiyor. Yunanistan ekonomisini gelecekte daha rekabetçi hale getirmeyi amaçlayan kemer sıkma önlemleri, kısa vadede çok ihtiyaç duyulan büyümeyi zedeliyor. Ekonomik faaliyet yavaşladığı takdirde Yunanistan, bütün bu kredileri öngörülen zaman zarfında nasıl ödeyebilecek? Bunun da ötesinde, Yunan halkı günlük hayatları üzerinde böylesine şiddetli etkileri olan politikalara daha ne kadar katlanacak? Acı hangi noktada tahammül edilemez hale gelecek? İktisat uzmanlarının en iyi çıkış stratejisine dair köklü fikir ayrılıkları içinde olduğu bir ortamda, kötünün en iyisi olan seçeneğe karar vermek ve sonrasında kameraların karşısına geçip vatandaşlarına haklı korkularının yersiz olduğunu ve bakanların aldıkları kararların bu kez etkili olacağından kuşku duymadığını anlatmaya çalışacak olan bakanlara acıyorum.
AB bir yandan mevcut avro kriziyle boğuşurken, bir yandan da müstakbel bir başka krizi önlemeyi amaçlayan sert tedbirleri uyguluyor. İki yıl önce şu an Brüksel'de tartışılıp kabul edilen radikal önerileri kimse tahayyül edemezdi. Avro kullanan AB üyesi ülkeler, birliğin bütçelerini köşe bucak denetlemesini sineye çekmek zorunda kalacak. Brüksel planlardan memnun olmazsa değiştirilmeleri gerekecek. Likidite sorunlarıyla karşılaşan avro bölgesi ülkelerine yardım etmek için bir mali istikrar mekanizması devreye sokulacak. Dokunulamaz görünen Lizbon Anlaşması, hukuki muğlaklığı önlemek için değiştirilecek. Eski Belçika başbakanı ve şu an Avrupa Parlamentosu'ndaki Liberal Grup'un lideri Guy Verhofstadt'ın da dediği gibi: "Bütün avro bölgesi ülkeleri ciddi ciddi aynı gemide olduklarını idrak etmiş durumda. Gemi su alırsa herkes batar." Verhofstadt daima Avrupa düzeyinde daha kuvvetli ekonomi yönetiminden yanaydı, fakat önerdiği planlar Avrupalı liderlerin çoğu tarafından naif ve birçok AB üyesi ülkede sayıları giderek artan Avroseptikler için kabul edilemez bulundu. İronik olan şu ki, Yunanistan krizinin sonucunda Verhofstadt en iyi günlerini yaşıyor ve acı gerçeği vurgulamaktan da gayet mutlu: "Eğer Avrupa ülkeleri mevcut krizden güçlenerek çıkacaksa, daha büyük düşünmek ve adına AB dediğimiz ortak girişime daha az değil, daha çok inanmak zorundalar. Neticede Avrupa'nın birliği, refahın feda edilmesi değil, egemenliğin birleştirilmesi projesi olarak tasarlandı."
Kaynakl: Zaman