Milliyet'te yayımlanan, 'Gündelik Yaşamda Din, Laiklik ve Türban' başlıklı araştırmaya, kamuoyumuz beklediğimiz ilgiyi gösterdi.
Yayımlananı 'araştırma sonucu' olarak kabul edip yorumlayanlara teşekkür borçluyuz. Araştırma, bu konuda düşünenlere ve bu toplumsal olayı değerlendirenlere yararlı olsun diye yapılmıştır; araştırmayı yapanlar, araştırma üzerine yapılan yorumları irdelemekle görevli, hatta bazı durumlarda yetkili bile değildir.
Araştırma sonuçlarını, kendi anlayış, gözlem ve sezgilerini, doğrulamadığını belirterek, 'benim bilmediğim yanlıştır' inancıyla eleştirenler oldu. Bu eleştiriler araştırmanın ve sonuçta
verilerin yanlışlığı inancına dayanmaktadır.
Kendi anlayışlarına uymadığı için araştırmanın yanlış yapıldığı sonucunu verecek biçimde karşılayanlara da, açıkça yanlış yaptılar diyenlere de, şimdi ve bu köşede cevap vermek istemiyorum. Belki, daha uygun bir platformda tartışma olanağı buluruz.
Milliyet'in araştırmasının yanlışlığı iddiası karşısında şimdilik bize düşen, açıklama isteyenlere ve soru soranlara cevap vermektir. Bir haftadır da bunu yapıyoruz.
Bazı yazarlarımız, kamuoyunun araştırmaya ilgisini, verilerden ve bulgulardan saptırıp, siyasal ve duygusal yönlere çekmek istedilerse de başaramadılar. Okuyucuların çoğunluğu, köşelere saçılan vehimleri bir yana koyup, araştırmanın tablolarını ve onların anlatımını inceledi, kendi sonucunu çıkardı ve yorumladı.
Yazılara dökülen vehim şuydu: Ben, Aydın Doğan'ın amacına hizmet etmek için, düzmece veriler hazırlamışım. Amaç da, türban kullananların arttığı görüşünü yaygınlaştırarak, iktidara karşı bir hava yaratmakmış!
Hemen söyliyeyim, bu vehmin hiçbir unsuru, sahnesi, parçası doğru değildir.
Kısaca özetleyeyim:
Biz arkadaşlarımla KONDA adlı şirketimizde, daha çok, toplumu tanımak ve bulduklarımızdan toplum yararına bilgiler üretmek için araştırma yapmayı seviyoruz. 2005 yılı biterken, iki projeyi gerçekleştirmeyi amaçladık.
Bunlardan biri, gençliğimden beri düşündüğüm, toplumsal yapımızın verilerini ortaya koymaktı. Türkiye'de yaşayan insanların kimler ve ne kadar olduklarının bilgisini çıkarmak istiyordum. İkincisi de, 2003'te yaptığımız, ülkemizdeki örtünme ve dinsel davranışlar projesini tekrarlamaktı.
2006'nın ilk aylarında bu iki projeyi Milliyet yöneticilerine, Hanzade Doğan ve Sedat Ergin'e sundum. İki üç kez toplandık. 'Biz Kimiz?' projesinin finansmanına bütçelerinin yetmediğini söylediler. Ben de fikrimi Aydın beye taşıdım, iki görüşmeden sonra, biraz dostluk biraz da projeyi beğenerek gerçekleştirme kararı verdi. 2006'nın yaz başlarıydı, yaz sonunda saha çalışmasını yaptık, sonuçlar Milliyet'te Mart 2007'de yayımlandı.
Örtünme projesini Hanzade hanım ve Sedat beyle aralıklarla konuşmayı sürdürdük. İkisi de projeye inanıyorlardı; bu alanda doğru bilgi
ihtiyacını çok kez vurgulamışlardı. Sonuçta seçim sonrasında yapılmasına karar verildi. Projeyi, saha çalışmasını ramazan öncesinde bitirmek üzere planladık ve gerçekleştirdik. Bayram, Irak ve terör derken, geçen hafta yayımlandı. Milliyet bu kararıyla, önemli bir konuda topluma doğru bulgular sunulmasını sağladı.
Bu süreç hakkında hayale sığmaz şeyler yazıldı. Tuhaftır bazıları, yüzden fazla kişinin emeğiyle gerçekleştirilen bir çalışmanın verilerinin değiştirilebileceğini; başkalarının talimatıyla gerçeğe aykırı, hatta farkında olmadan başkalarının amacına uygun rapor yazılabileceğini sanıyorlarmış.
Vehmin bu kadarını onlardan da beklemiyordum.
Kaynak: Radikal