Araplar pabuç bile olsa kahramana aç!

Iraklı gazeteci Muntezar el Zeydi'nin ayakkabısının çoğu Arap başkentinde karşılaştığı coşku ortaya birçok soru attı: Ümmetimiz gerçekten zaferin tadına muhtaç mı? Arap dünyasından pek kahraman çıkmayan şu zamanlarda, silahı ayakkabı ve işgalciye tokat atmak da olsa, yeni kahramanlar çıkarmaya muhtaç hale mi geldik?

Iraklı gazetecinin yaptığından dolayı duyduğum mutluluğu gizlemiyorum, ancak bu sembolik zaferin yanılgısında boğulmamızdan ve 'biz ne yaptık ve ne yapmamız gerekiyor?' sorusunu sormaksızın zafer anını bekleyen seyircilerin koltuklarında oturmamızdan endişeliyim. Arap kültürünün ve hayal gücümüzün eski kahramanlık görüntülerini ve zaferlerini düşünerek yeni kahramanlar doğurmaya ve zaferler elde etmeye çalıştığı doğru. Fakat şu da bir gerçek ki, kahramanlığın bireyle ve bir despotun veya katilin yüzüne ayakkabı atılmasıyla sınırlandırılması, ümmetimizin içinde bulunduğu alçalmışlık krizini ve Arapların yenilgisini ifade ediyor. Sanki ümmetimiz kendisine bir parça saygınlık verecek, asırlardır yaşadığı kırılmaları ve yenilgileri telafi edecek bir kahraman veya zafere susamış.

Dini ve kültürel mirasımızda daima bir kurtarıcıdan söz eden metinler eksik olmadığı için, toplu kahramanlıklar üretme gereği hatırlatılmıyor, bireysel kahramanlıklara boğuluyoruz; durumu anlamak için kültürümüzü ve geleneklerimizi araştırmalıyız. Gelenek ve kültür duygularımızı akıllarımıza karşı galip kıldı. Kutlamalara kanalize olarak, çalışmaktan uzak durduk. Sanki coşkumuz ve kutlamamız acizliğimize set çekiyor ve bizleri ayağa kalkma sorumluluğundan muaf tutuyormuş gibi...

Ümmetimizin itibarını bir nebze de olsa yeniden tesis eden ayakkabı sahnesini izlerken hissettiğimiz zafer havasını bozmak aklımdan geçmiyor. Fakat ben ümmetimizin ne zamana dek bu sembolik zaferlerle yetineceğini merak ediyorum. Ümmet ne zamana kadar değişim ve özgürlük getirebilecek kahramanlar doğurmaktan aciz kalacak ve uzayan bekleme düğümüne teslim olacak? Kurtuluş mucizelerle veya ayakkabıyla cihat ederek gelmez.

İrademiz ne zamana kadar tüm  ümmetin üreteceği zafer dönemi yerine, bir çocuğun taş atarak veya gazetecinin ayakkabı fırlatarak yaratacağı geçici zaferi bekleyecek? (Ürdün gazetesi Düstur, 18 Aralık 2008)

Kaynak: Radikal