Ankara-Erbil işbirliği kök salıyor

Türkiye hükümetinin filo baskını, İran’ın nükleer programı ve ABD’yle düşüşe geçen ilişkilerin ortasında gündeminde yeterince madde yokmuş gibi, geçen hafta sonunda Kuzey Irak’taki Kürt asilerin sığınaklarına hava saldırısı düzenlendi. Türk savaş uçaklarının sınır boyundaki hedefleri bombaladığı ve isyancıları takip etmek için seçkin komandoları konuşlandırdığı, 100’den fazla Kürt savaşçı öldürürken
43 kayıp verdiği söyleniyor.

Harekâtın düzenlendiği yarı-özerk Kuzey Irak’a hükmeden Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY), bu çatışmanın ardından dikkat çekici bir sessizlik içinde. Uzun bir husumet tarihinin ardından Türkiye ve KBY’nin PKK’lı asilerin bitirilmesi gerektiği noktasında büyük ölçüde anlaştığı görülüyor. Kürt yöneti-minin sessizliği, bu konsensüsün ne kadar sağlam olduğuna dair çok şey ifade ediyor.

Türkiye yatırımda ABD’yi solladı
Irak Kürdistanı’na geçenlerde yaptığımız ziyarette, PKK’ya karşı işbirliğinin birkaç yıldır Türkiye’yle Iraklı Kürtler arasında süregiden ciddi yakınlaşmanın birçok işaretinden sadece biri olduğunu öğrendik. Türkiye’nin Iraklı Kürtlerin özerklik yönünde attığı her adımı, kendi Kürt nüfusu arasında da benzer arzulara yol açabileceği korkusuyla bastırmaya çalıştığı on yılların ardından gelen sessiz sedasız ve dikkat çekici bir değişim bu. Fakat Türkiye’nin ‘Kürt sorunu’na dair iç politikası daha uzlaşmacı hale gelirken, Irak Kürdis-tanı’na yönelik dış politikası da benzer bir seyir izliyor. Eş zamanlı olarak Kürdistan Bölgesel Yönetimi de kapılarını yabancı yatırımlara giderek daha fazla açıyor ve Bağdat’tan büyük oranda bağımsız olan aktif bir dış politika izliyor, ki buna Türkiye’ye yönelik politikası da dahil.

İlişkilerin iyileşmesinin en önemli işaretlerinden biri mahiyetinde bu ilkbaharda Türkiye Irak Kürdistanı’nda bir konsolosluk açtı; esasen merkezi Irak hükümetinin dahli olmaksızın KBY ile doğrudan diplomatik ilişki yürüten bir yarı-büyükelçilik bu. Erbil’deki Türk konsolosluğu tek örnek değil, zira bir düzineden fazla ülkenin Irak’ta Bağdat harici diplomatik temsilciliği bulunuyor. Fakat Türklerle Kürtler arasındaki tarihi husumet Erbil’deki Türk konsolosluğunu dikkat çekici kılıyor. Daha da dikkat çekici olan, Türkiye’nin yıldız diplomatlarından birini konsolosluğa tayin etmesiydi: Hem Bağdat hem de Washington’da görev yapmış olan Aydın Selcen parlak, ılımlı ve tecrübeli bir diplomat. Selcen’in yetki alanı vatandaşların korunması ve vize verilmesi gibi geleneksel konsolosluk görevlerinin ötesinde, siyasi ve güvenlikle ilgili meseleleri de kapsıyor.

Türkiye’nin Kuzey Irak’taki diplomatik ve ticari varlığı da son yıllarda artıyor.
Şu an 1000’den fazla Türk şirketi, Maryland’den biraz daha büyük bir bölge olan Kürdistan’da iş yapıyor ve Kürt yetkililerin tahminlerine göre, yabancı yatırımların yarısından fazlası İran, Amerika veya Çin’e değil, Türkiye’ye ait. Bir Kürt liderin bize söylediği gibi, Iraklı Kürtler Türkiye’yle ekonomik ilişkilerin gelişmesini ‘kendi güvenliklerine bir yatırım’ olarak görüyor.

Gerçekten de işbirliğindeki artış tesadüf değil. Her iki tarafın karşılıklı çıkarlara dayalı istikrarlı, uzun vadeli bir ilişki kurmak yönündeki kayda değer siyasi çabaların bir yansıması. Her iki taraf da ekonomik fırsatların farkında. Her ikisi de Kuzey Irak’taki İran nüfuzunu sınırlamaya hevesli. Her ikisi de Bağdat’ta çok fazla güç birikmesinden endişeli. Ve her ikisi için de bölgeyi teröristlerden, bilhassa da PKK’dan korumak çok önemli.

Kendi payına KBY Türkiye’nin varlığı-na kucak açıyor. Selcen Kürt liderlere doğrudan ve üst düzeyde ulaşabiliyor; Kürtler de hem Irak hem Türkiye vatandaşı olan Sinan Çelebi’yi ticaret ve sanayi bakanlığına atadı. Türk iş çevreleri ve hükümetiyle iletişimi ve koordinas-yonu sağlamak Çelebi’nin görevi. Ankara’ya geçenlerde yaptığı ziyarette kilit önemdeki Türk siyasi liderlerin hemen hepsi Çelebi’yle görüşmeye vakit ayırdı. Bu da kısa vadeli taktik bir uzlaşmadan ziyade stratejik bir ortaklığın doğmakta olduğunun bir başka işareti.

Eski fay hatları değişebiliyor
Peki ABD bütün bu gelişmelerin neresinde duruyor? Türkiye’yle son dönemde yaşanan hırgüre rağmen iki ülke de KBY ile düşük düzeyli temaslarını sürdürüyor. Buna ABD’nin üçlü güvenlik müzakelerine katılımı ve eğer haberler doğruysa, Kuzey Irak’taki PKK mevzilerine dair Türkiye’ye istihbarat sağlanması da dahil. Her üç hükümet de işbirliğinin faydalarını anlamış görünüyor, bununla birlikte Türklerin Kuzey Irak’ta Amerikalılardan daha kuvvetli bir diplomatik ve ekonomik varlığı olduğu da aşikâr.

Elbette, ABD Irak’ın geri kalanından güçlerini çekerken Türk-Kürt işbirliği tökezleyebilir. Bununla birlikte Türklerle Iraklı Kürtler arasında yumuşayan ilişkiler, eski düşmanlıkların derine indiği düşünülse bile, Ortadoğu’daki fay hatlarının zaman zaman değişebileceğinin bir hatırlatması. (24 Haziran 2010)

Kaynak: Radikal