Ankara enerji kozunu iyi kullanıyor

Vladimir Putin, çetin sularda rafting yapmaktan veya kamp ateşi yakmaktan daha ince beceriler gerektiren bir misyon için perşembe günü Türkiye'deydi. Sibirya'daki fotojenik mini-tatilinden yeni dönen Rusya başbakanı, ev sahiplerini Güney Akım projesini imzalamaya ikna etmek için Ankara'ya gelmişti. Karadeniz üzerinden Rusya'dan AB'ye gidecek olan bu yeni doğalgaz boru hattı Ankara'nın onayına ihtiyaç duyuyor, zira planlanan rota Türkiye'nin karasularından geçiyor. Fakat bu poje Türkiye'nin stratejik çıkarlarıyla uyuşmuyor.

Putin'in bir bedeli de olan başarısı, boru hattı reelpolitiği için mükemmel bir örnek. Daha geçen ay, Asya'dan Avrupa'ya Türkiye üzerinden doğalgaz getirilmesini öngören ve genellikle Rusya'nın Güney Akım projesine rakip olarak görülen 3 bin 300 kilometrelik Nabucco Projesi'ne Türkiye nihayet imza attığında AB'de sevinç yaşanmıştı. Putin ve Türkiyeli meslektaşı Tayyip Erdoğan'ın perşembe günü vardığı anlaşma, bu sevinçle alay ediyor gibi görünebilir. Ancak aslında bu, hayati çıkarlar söz konusuysa dostların değil, sadece ortakların olduğunun doğrulanmasıydı.

Ukrayna tecrit edilecek
Moskova'nın Güney Akım için ana motivasyonu, AB'ye doğalgaz ihracatının yüzde 80'i için transit ülke olan Ukrayna'yı baspas etme amacından kaynaklanıyor. Ukrayna'yla doğalgaz fiyatları üzerine uzun zamandır yaşadığı tartışmanın en son alevlendiği ocak ayında apaçık ortaya çıktığı üzere, Rusya'nın aynı zamanda Avrupalı müşterilerinin çoğuna sattığı doğalgazı da kesmeden Ukrayna'ya yolladığı doğalgazı kesme şansı yok. Güney Akım ve Baltık Denizi'nin altından geçmesi planan Kuzey Akım döşendiğinde, bu durum değişecek. Ukrayna tecrit edilecek ve muhtemelen Avrupa politikaları açısından bugünkünden daha az dikkat çekici bir ülke hale gelecek.

Fakat Güney Akım aynı zamanda, Mavi Akım boru hattı üzerinden Rus doğalgazının daimi müşterisi olan Türkiye'yi de baypas ediyor ve Türkiye, bu doğalgazın bir kısmının artık AB'ye yönlendirilmesinden çekinmeli.

Ankara'nın desteğini kazanmak için Rusya'nın Türkiye için önem taşıyan bir dizi projeye yardım etmesi bekleniyor; bu projelere, Samsun-Ceyhan petrol boru hattı ve Türkiye'nin uzun zamandır kurduğu hayali gerçekleştirecek şekilde bir veya iki nükleer santral de dahil.

Putin Fatih Sultan Mehmet gibi
Görünüşe göre, Erdoğan Güney Akım'a verdiği desteğin karşılığında iyi bir ödül almayı becerdi. Bu ödül, söz konusu boru hattı rotalarının ne kadar önemli olduğuna dair bir sinyaldi. Doğalgaz boru hatları, Ortaçağ'ın baharat yollarının bugünkü muadilleri; yani, medeni hayatın temel gereksinimlerini tuhaf ve uzak diyarlardan Avrupa'ya getiren kapsamlı uluslararası bağlantılar.

Orta Asya'dan Batı'ya uzanan baharat yolları Osmanlı İmparatorluğu'nun 15. yüzyıldaki başarısıyla kesintiye uğramış, bu durum da Batı'da, tıpkı 550 yıl sonra Rusya'nın doğalgaz tedarikinde yaşanan kesintiler gibi bir krize yol açmıştı. 1453'te İstanbul'u fetheden 2. Mehmet'i döneminin Vladimir Putin'i olarak düşünmek mümkün.

Hayati önemdeki malların bu şekilde kesintiye uğraması, Avrupa'nın 15. ve 16. yüzyıldaki büyük keşif gezilerine ilham vermişti. Rusya'nın Ukrayna'yla tartışması da aynı şekilde bir yeniliği teşvik etti. Bu tartışma Avrupa devletlerini, nükleer ve rüzgar gücü gibi enerji kaynaklarını geliştirmek yönünde cesaretlendirdi; doğalgaz tedariki için yeni rota arayışı ve Nabucco planı açısından itici güç oluşturdu.

Kimse Türkiye'yi suçlayamaz
Tarihin cilvesine bakın ki, Avrupa'ya doğalgaz getirmeye yönelik bu umutların merkezinde şimdi Türkiye yatıyor. Neredeyse hiç petrol veya doğalgaz kaynağına sahip olmayan Türkiye, AB ve dünyanın enerji bakımından en zengin ülkelerinin ortasında kendisini beklenmedik derecede güçlü bir stratejik konumda buldu. Irak, İran, Hazar devletleri ve daha uzakta Mısır tarafından çevrelenmiş olan Türkiye, Avrupa'ya doğalgaz akışını kontrol etmek açısından eşsiz bir konumda bulunuyor.

Türkiye'nin ve diğer bölge ülkelerinin tutumları Rus nüfuzunun tehditkâr yayılışına kanıt olarak görülebilir. Ancak seçeneklerini açık tutmak istedikleri için bu ülkeleri suçlamak da zor. Avrupa Rusya'nın etkisinden gerçekten kurtulmak istiyorsa, doğalgaz alışkanlığından kurtulmalı, fakat bunun için de gidilecek daha çok yolu var. (6 Ağustos 2009)

Kaynka: Radikal