AK Parti hükümeti neden bir anayasa değişikliğini gündeme getirdi? Bence en başta gelen nedenlerinden birisi; iktidar olabilmek için. Türkiye’de seçimleri kazanmanın, hatta meclis’te üçte iki çoğunluğu elde etmenin bile ‘iktidar olmaya’ yetmediğini hepimiz biliyoruz. Yargıtay Başsavcısının istediği her an bir kapatma davası açabildiğini/açabileceğini de biliyoruz. Parti kapatma davaları, demokratik rejimlerin doğal bir parçası olarak değerlendirilemezler. Bunun tersini iddia edenler, son 50 yılda kaç demokratik ülkede kaç partinin kapatıldığını incelesinler.
Bu sistem, 27 Mayıs 1960 askeri darbesi ile kuruldu, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 müdahaleleriyle pekiştirildi. Şimdiye kadar seçimleri kazanan hiçbir siyasi parti tam anlamıyla iktidar olamadı. Bu duruma çoğu da razı oldu. Asker ve yargı merkezli iktidarın gücüne boyun eğmeyen, 12 Eylül rejiminin kurduğu sisteme uymayan partiler bugüne kadar bu ekip tarafından yok edildiler ya da etkisiz hale getirildiler. Boyun eğmek istemeyenlerin çoğunun ezildiğini gördük.
‘Anayasayı darbeciler yapar. Seçilmiş meclisler onu değiştiremezler, hatta onu değiştirmeyi akıllarının ucundan geçirmek gibi bir hakları bile yoktur.
Bu ülkede kuralları darbe rejiminin bekçileri belirler’ şeklindeki algı biçiminin hala belirli bir kesimin temel felsefesi olduğunu görmek zor değil.
***
Doğrusu; mümkünse bu Anayasa toptan yok sayılmalı ve demokratik bir ülkeye layık bir anayasa yapılmalı. Yüksek yargı mensuplarının yeni bir anayasa isteyip istemedikleri, 12 Eylül anayasasının kendilerine sağladığı imtiyazlardan vazgeçmeye razı olup olmadıkları bizi ilgilendirmemeli.
Bazı çevrelerin çok uzun bir süreden beri ‘anayasa değişikliği uzlaşma ile olmalıdır’ şeklinde bir yaklaşım içinde olduklarını görmekteyiz. Bu yaklaşımın, Türkiye’nin bu anayasaya razı olması gerektiği ana fikrini içinde barındırdığını elbette ki anlayabiliyoruz. Deniz Baykal’ın yeni bir anayasa fikrine yönelik olarak kullandığı ‘idamı göze alması gerekir’ şeklindeki tehdit de bizi şaşırtmıyor.
1982 darbe Anayasası’nın değiştirilmemesinden yana olan kesim (ki bu kesimin başında yüksek yargı mensupları var) tutumunu iyice netleştirmiş durumda. Bu kesimin bu kadar yüksek sesle itiraz ediyor olmasının bağımsız yargı talebinden kaynaklandığını düşünmek gerçekçi olmaz. Ben bu yargıçların çoğunu tanıyorum. Değişik düzeylerde hakimlik yaparlarken sergiledikleri davranışları ve kariyer süreçlerini gözlemleme fırsatım oldu. Onlar, verdikleri kararlarla otoriter devlet taraftarı olduklarını kanıtladıkları oranda yükseldiler ve bulundukları konumları bu şekilde elde ettiler. Bu bir sistemdi... Böyle işledi...
Şemdinli’nin ‘iyi çocuklarını’ askeri mahkemeye havale ederek, tahliye edilmelerine giden yolu hangi Yargıtay dairesinin döşediğini internette bir arama yaparak görebilirsiniz. Eşber Yağmurdereli’yi idama mahkûm eden yerel mahkemenin başkanının kim olduğunu araştırarak bu yargı mensuplarının geçmişine dair bilgiler edinebilirsiniz.
***
AK Parti’nin hazırladığı anayasa değişiklik paketini yeterli görmeyenlerdenim. Buna karşın, AK Parti’nin sürekli kapatılma tehdidi altında olmaktan kurtulmaya yönelik bir düzenleme yapma isteğini anlaşılır ve haklı buluyorum. Parti kapatma (ve dolayısıyla parlamentonun yapısını tayin etme yetkisinin) ‘kuvvetler ayrılığı’ adı altında 11 kişilik bir kurulun elinde toplanmasını, bu kurulun kendi tercih ve istekleri doğrultusunda ve istediği her zaman parti kapatabilmesini hiçbir zaman doğru bulmadım. Bu alanda köklü bir değişikliğe
gidilmesinin, ülkemizin demokratikleşmesinin en önemli koşulu olduğunu düşünüyorum.
Halkın tercihlerine güvenmemeyi temel ilke olarak algılayan (ve seçilmiş meclisleri her zaman tehdit altında tutan) darbe anayasasının (ve bu anayasanın içerdiği mantık yapısının) aşılmasının acil bir gereklilik olduğu kanaatindeyim. Bu yöndeki bütün girişimlerin desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu Meclis, bütün eksiklerine rağmen bu toplumun yüzde 85’ini temsil eden bir meclis. Eğer anayasayı bu meclis de değiştiremezse, anayasayı kim, ne zaman nasıl değiştirecek? Bu Meclis anayasayı değiştirebilmeli. Bu Meclis yeni bir anayasa yapabilmeli.
Önemli olan, anayasayı hangi partinin değiştirip değiştir(e)meyeceği değil, bu toplumun seçilmiş temsilcilerinin anayasa yapabilme yeteneğini, değiştirebilme yeteneğini göstermeleridir.
Radikal