ANAP ve DYP'nin 6 Mayıs sınavı

 

Cumhurbaşkanlığı seçimi önümüzdeki pazar günü sonuçlanamazsa, siyasi hayatımız Çankaya etrafında tam bir kördüğüm olmaya doğru yol alacak.

Beş artı beş ve cumhurbaşkanını halkın seçmesi formülü, cazip bir formül olsa ve halkımız tarafından benimsense bile, 22 temmuzdaki seçime kadar gerçekleşmesi son derece zor görünüyor.

Zorluk böyle bir anayasa değişikliğinin Meclis'ten geçebilmesi ile ilgili değil. Muhtemel ki en azından Ak Parti ve ANAP oyları Anayasa değişikliği için gerekli sayıyı tamamlayacaktır.

Ama daha böyle bir teklifi duyar duymaz “Halk iradesi ile padişah seçilecek” itirazını yapan CHP'nin tavrını yabana atmamak lazım. Bu partinin devlet içinde bir çok uzantıları bulunduğu, ya da bu partinin devletteki yapılanmanın uzantısı olduğu ve halktan gelen demokratik hamlelerin bu ağ içinde nötralize edilebildiği en taze örnekleri ile dünya alemin malumu.

Cumhurbaşkanı'nın itirazı, Anayasa Mahkemesine gidiş, muhtemel referandum... Bunlar zaten yeterli gerilim demek. Buna bir de orada bir yerde herkesin zihninde saklı duran elektronik muhtırayı eklerseniz gerilimin dozunun nerelere uzanacağını tahmin etmek zor olmaz.

Böyle bir ortamda genel seçime gitmek...

Böyle bir ortamda halkın önüne ikinci bir sandık koymak ve içinden cumhurbaşkanı çıkarmak...

Bana son derece zor görünüyor.

Evet, demokrasilerde sandığın sonucu herkesi bağlamalı ama, burası Türkiye...

Burada bir ana muhalefet lideri “Cumhurbaşkanını halk seçsin” dediğinizde “Halk iradesi ile padişah seçilecek” gibi bir tepki verebiliyor. Burada bir Cumhurbaşkanı cumhurun ve millet egemenliğinin simgesi olan “Meclis'i bir yerlere sadakatini kanıtlama”ya çağırabiliyor. Maraza çıkaracak odaklar her zaman bulunacaktır.

Onun için ufukta sadece gerilim görünüyor.

Bu gerilim göze alınmaz değil ama, keşke sonunda sağlıklı bir çözüm olsa... Onda da zorlanılacak ve korkarım herkes kaybedecek.

Benim gördüğüm şu: En sağlıklısı Cumhurbaşkanını bu Meclis'in seçmesi.

İlk turda CHP oyunu bozmaya oynadı, iktidar partisi toparlayıcı olamadı, ANAP ve DYP çok kötü bir sınav verdi.

ANAP ve DYP kendi tabanına ters düştü.

ANAP ve DYP, meselenin Türk siyaset akışındaki gerçek mahiyetini kavrayamadı.

ANAP ve DYP tarih içinde oluştukları misyonu görmezden geldi.

ANAP ve DYP'nin yaptığı tarihi bir kırılma idi.

Belli ki yarınlarda bu ilk turun değerlendirmesi yapılırken, ANAP ve DYP'deki misyon kırılmasının altı çizilecek.

Şimdi 6 Mayısta ikinci bir sınav söz konusu...

Hem Cumhurbaşkanını seçmek hem de siyasi hayatı derin gerilim ortamından kurtarmak...

Gözler yine ANAP ve DYP liderliğinde olacak.

Nasıl davranacaklar?

Ya da gerçek soru şu:

CHP ile birlikte mi hareket edecekler?

Bu denklem, asla ANAP ve DYP'yi gelecekte seçmeni karşısında zor durumda bırakmak için ifade ettiğim bir denklem değil.

Bu denklem bas bas bağırıyor zaten.

Cumhurbaşkanını seçtirmemek CHP'nin ve sırtını dayandığı dünyanın hedefi, Cumhurbaşkanı seçmek ise, en genel tanımlama ile demokrat tabanın isteği...

Ne olacak?

Sadece ANAP ve DYP milletvekillerini Meclis'e girebilmeleri için serbest bırakacak.

CHP tutuyor halkın temsilcilerini, görev yapmaktan alıkoyuyor.

Ayın işi ANAP ve DYP'nin yapıyor olması doğru mu?

ANAP ve DYP, Meclis'e girse, Cumhurbaşkanının seçimine katkıda bulunsa Cumhurbaşkanının seçiminde tarihi bir rol oynamış olacaklar. Tabanlarını sevindirecekler. Tabanları seçilen Cumhurbaşkanına kendi adayları gibi sahip çıkacak.

Yarın seçim meydanlarında karşılarına hep “Niye oylamaya katılmadınız, CHP'nin hesabına hizmet ettiniz” şeklinde bir soru çıkmayacak?

Liderler, rahatlıkla “Demokrasiye yapılan komployu boşa çıkardık” temasını işleyecek. “İktidarı bile biz kurtardık” diyebilecek.

Peki...

Ya Meclis'e girmediklerinde...

“AKP'yi çökerttik, cumhurbaşkanını seçtirmedik, CHP ile birlikte hareket ettik, hadi düşün arkamıza...” mı diyecekler. Bu negatif rol sebebiyle arkalarından gürül gürül insanlar mı akacak?

Bu açık denklemi herkes görüyor.

Hadiseler o kadar içiçe cereyan ediyor ki, ANAP ve DYP liderlikleri arka planda baskıya uğradı iddiaları ilgi görüyor.

Yazık demokrat misyonda açılan gediğe...

ANAP ve DYP 6 mayısta Meclis'e girmezlerse....

Anayasa değişikliği gerçekleşip, cumhurbaşkanını halkın seçmesi sağlanamazsa...

Geriye tek yol kalıyor:

Seçimle gelecek yeni Meclis'in cumhurbaşkanını seçmesi, ya da bugüne benzer bir tıkanmanın yaşanması...

Yeni Meclis Cumhurbaşkanını nasıl seçecek?

Seçim ister istemez iki parti arasındaki ana gerilime dayanacak ve oylar AKP ve CHP'de odaklaşacak.

O zaman cumhurbaşkanı, ya CHP ile uzlaşılarak, ya da AKP'nin Meclis'e 367'nin üzerinde milletvekili getirmesi ile seçilecek... İki halde de denklemde ANAP ve DYP olmayacak...

AKP'nin bütün seçim söylemi, “Oy ver, Cumhurbaşkanını seç” teması üzerinde toplanacak.

Bana göre muhafazakar – demokrat toplum da bu sesi anlayacak.

Şu yaşadığımız ortamdaki çarpıklığı sandıkta gidermek üzere oylarını bir yerde toplayacak.

Belki CHP'de de bir odaklaşma olacak.

ANAP ve DYP, pazar günü Meclis'e girmezse kendi yolunu kesecek.

ANAP ve DYP'ye ise sadece hüsran düşecek.

Bence iki lider partilerini harcamamalı. Tabanın sesini dinlemeli. Hatta kendi yüreklerinin sesini dinlemeli.

6 Mayıs pazar. Asıl sınav ANAP ve DYP'nin...

Gözler onların üzerinde olacak. Dilerim bu sınavı başarı ile verirler.