Anadolu erenlerini bir bir kaybederken…

Yoğun siyasi gündemimizle meşgul olduğumuz şu günlerde bir Allah dostu daha sessizce aramızdan göçüp gitti. Biz seçimlerle, partilerle, tüzüklerle, yönetmeliklerle ülkemize huzur getirmeye uğraşırken onlar, kaliteli bir toplum için öncelikle kaliteli insan inşa edilmesinin gerekliliğinden bahsettiler. Her şeyden evvel “Kendini bil” eğitiminden geçmeden ne ferdi ve ne de içtimai bir yükselme olamaz tezini savundular. Yaşanılan süreçler de hep onları haklı çıkardı.

Bu topraklarda yaşayan insanlar iki yönden yüksek kültür ve yüksek irfan kodlarına muhatab oldular. Birincisi her köşede, her bucakta bulunan böylesi kamil insanların edeb erkan sohbetleriyle oluşan yüksek içsel kültürden beslenerek. İkincisi yedi asır devam edegelen bir imparatorluğun dışsal olarak oluşturduğu yüksek kültür kodlarına yani Kraliyet kültürüne muhatab olarak. Birbirini besleyen bu iki damar sayesinde nev-i şahsına münhasır bir aristokrasi ve bir “Fâzıllar Toplumu” oluşturulmuştu.

Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ