Bin Ladin’in ölümünden sonra Amerikan oyunu bitti mi? Kesinlikle hayır. Zira bugün Ladin’in mumu söndü, fakat birkaç ay sonra ABD, ülkelerin işgalini ve halkların servetlerini çalmasını meşrulaştıracak bir başka mum yakacak. ABD, Kaide’yi, Taliban’ı ve Ladin’i, tıpkı Sovyetler Birliği’nin Soğuk Savaş yıllarında Pakistan’a ve diğer Arap ülkelerine yaptığı gibi, en iyi biçimde kullandı. Yararlanma süresi bitince de hepsini düşmana dönüştürdü. Böylece herkes, kendi felaketini Kaide’ye bağladı. Hatta Libya, Suriye ve Yemen rejimleri, göstericileri öldürmeleri sebebiyle köşeye sıkıştıklarında, öldürülenlerin gösterici olmadığını ve operasyonun Kaide kalıntılarını yakalamak için gerçekleştiğini ileri sürdüler.
Irak’ı kirletmesinden bu yana Amerikan stratejik planları, Kaide’den -önce ortak sonra düşman olan- İran’a çevrilmeye başladı. İran, ABD ve Siyonist oluşumun en azılı düşmanı olarak gösterildi. ‘ABD ve İsrail’e ölüm’ haykırışları, İranlı gruplar ve benzerleriyle ülkelerimizde yer etti. Eski İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Ali Abtahi’nin 2004’te yaptığı açıklama, gerçeği ortaya çıkarmıştı. Abtahi, “İran’ın işbirliği olmasa, Kabil ve Bağdat düşmezdi’ demişti. Bu açıklama, birkaç gün önce yayımlanan Rumsfeld’in anılarında Irak’ta Amerikan istihbaratıyla Şii merciler arasındaki işbirliği hakkında anlatılanları tamamlıyor. İran, ABD’ye teslim olmanın bedelini öderken, şimdi bu ihanet sebebiyle bizzat kendisi düşmekte. Bugün Amerikan oyunu, İran’a çevrildi. İran’ın Araplara yönelik nefreti değişmedi, aksine arttı. ABD de Arap devrimlerini kontrol altına alıp meyvelerini toplama derdinde, devrimleri istediği ülkelere yaymakta.
ABD’nin elini ve öncesinde İran’ın elini kıran Arap uyanışı, aramızdaki hainleri ifşa etmeli ki Arap körfezindeki diğer devletlere ibret olsun. Bu devletler, İran’ın kirli yüzüne kandı, tıpkı Amerikan yüzüne kandıkları gibi. Koalisyonlar kurdular, ancak bir gün pişman olacaklar. (Bahreyn gazetesi Ahbar El Haliç, 3 Mayıs 2011)
Kaynak: Radikal