Bush yönetimi 60 yıldır mayalanan bir Filistin-İsrail çözümü yolunda ileriye doğru büyük bir sıçrama yapmanın eşiğinde olmasına rağmen ABD başkanlık adaylarından hiç biri Annapolis'te gerçekleştirilecek Ortadoğu barış konferansı ile ilgili sözü edilmeye değer herhangi bir açıklama yapmak için çaba sarfetmedi.
Bazı öncü adayların--her partide liderlik için yarışan bir düzine aday var--bu mesele ile ilgili attıkları tek adım yarışı önde götüren demokrat senatör Hillary Rodham Clinton'ı motive eden şeyden çok farklı değildir. Yahudi Haber Ajansı, JTA, senatörün, Clinton'un, hareketi için "sadece Yahudi devletini övmediğini fakat aynı zamanda kendisinin onun korunmasında Bush yönetiminden daha az ihtiyatlı olacağı şüphelerini de gömdüğünü" yazdı. Fakat Haaretz'de yayınlanan bir ankette eski New York valisi ve Cumhuriyetçi Parti'nin yarışı önde götüren başkanlık adayı Rudolph G. Giuliani'nin Clinton'u geride bıraktığını görmek şaşırtıcıdır.
Üst düzey Cumhuriyetçi Yahudi Aktivistler söylendiğine göre onun kavgacılığından hoşlandılar ve muhtemelen bu onun geçen hafta Cumhuriyetçi Yahudiler Koalisyonu "Zafer 2008" Forumu'nun 60 kurul üyesinden para arttırmada diğer cumhuriyetçi adaylar olan John McCain ve Mitt Romney'i neden "önemli ölçüde" geride bıraktığını açıklıyor.
İsrail gazetesi Haaretz'in en önemli ABD muhabiri Shmuel Rosner'in bakışında "İsrail'in oy verenlerin ajandalarının başında olmadığı ve hiç kimsenin ciddi bir şekilde, adayların İsrail ile ilgili düşüncelerinin onları zirveye fırlatacağını iddia edemeyeceği" yeterince açıktır. Öte yandan yine de yarışı önde götürenlerin hiç biri Yahudi topluluğundan ve diğer İsrail yanlısı destekçilerden gelen, çok ihtiyaç duyulan finanasal ve politik desteğin gideceği korkularından dolayı İsrail politikaları ile ilgili herhangi bir negatif açıklama ve hareket gerçekleştirmediler.
Pek çok Amerikalı politikacının bakışında İsrail her zaman hatasızmış gibi görünüyor. Partilerinin liderliği için iki ay sonra ilk seçimlere gidecek olan--Demokrat, Cumhuriyetçi--her iki partinin adaylarının pek çoğu herhangi bir şart koşmadan İsrail devletini desteklediklerini ve onun 40 yıldan beridir Filistin topraklarını utanmaz bir şekilde işgal etmesi ve kolonileştirmesine aldırmadıklarını göstermeye ihtiyaç duyuyorlar. Muhtemelen bu Haaretz'in bir sözde "Gizli Faktör" görüşleri anketinde Giuliani'nin Clinton'u neden geride bıraktığını açıklıyor.
Forumda, Giuliani en canlı tezahüratı aldı ve onun zaferi Araplar ve özellikle de Filistinliler ve Müslümanlar hakkında eleştirel konuşmasına bağlandı. Giuliani, Suudi Prens El Velid Bin Talal'ın "Filistin meselesine daha dengeli bir duruş kabul etmesi için" Amerika'yı teşvik etmesinden sonra 11 Eylül'den dolayı mağdur olan aileler için gönderdiği 10 milyon dolarlık çeki geri çevirdiği zamanlarla övündü. Ve Giuliani ile görüşmesini anlatan New York Times gazetesinin köşe yazarı Maureen Dowd gibi "Yahudi şahinler"e demokratik tartışmalarda, adaylar "asla 'İslamcı teröristler' kelimesini kullanmadılar, asla" şeklinde şikâyet ederek devam etti. Bir klasik müzik icrası esnasında New York'taki Lincoln Merkezi'nden Filistinli lider merhum Yaser Arafat'ı "dışarı attırdığı" zamanı anlattı. "Beni gerçekten rahatsız eden şey onun biletinin olmamasıydı. Arafat bir beleşçiydi."
"Rudy Arapları itip kakıyor" başlıklı köşesinde Dowd, Giuliani'nin, İsrail'i "kucaklaması"nı, "o kadar candan ki Bush'un İsrail'i bağrına basması ile mukayese edersek Bush'un kucaklaması daha yumuşak görünüyor" şeklinde açıkladı.
Bütün bunların en önemlisi ise dış politika bilgisi görünür bir şekilde yüzeysel olan eski New York valisinin bir şahin Yahudi ve İran'ın bombalanmasını savunan Norman Podhoretz ve Müslümanların izlenmesi için çağrıda bulunan Daniel Pipes gibi neo-con danışmanlar grubunu etrafına toplamasıdır. Bu Yahudi şahinler ve neo-conlar ABD'de genellikle Bush yönetimini ülkenin adı çıkmış dış politika bataklığı olan Irak'ı işgal etmeye itmekle suçlanıyorlar.
Bütün adayların içinden, şimdi Clinton'un kusurlarıyla ilgili daha fazla bağıran ve ilk kez Ocak 2006'da İsrail'i ziyaret eden Barack Obama, Haaretz'in anketinde ilginç bir şekilde en düşük oyu aldı. Bu düşük oranın hiç bir açıklaması yoktu fakat Harvard Üniversitesi'nde hukuk profesörü ve İsrail'in candan destekçisi olan Alan Dershowitz'in bir yorumu bu düşük oranla ilgili çok şey söylüyor: "Barack Obama için dış politika danışmanı olarak bağnaz bir kitabı desteklemesi için seçilmiş kamu hayatından birini seçmek korkunç bir hatadır." Bu, Jimmy Carter'ın saygın ulusal güvenlik danışmanı ve aynı zamanda en iyi satan İsrail Lobisi ve Amerikan Dış Politikası kitabının yazarları Stephen Walt ve John Mearsheimer'ı savunan Zbigniew Brzezinski'den Obama'ya gelen desteğe bir göndermeydi. Beklendiği üzere Obama'nın kendisini kitaptan uzaklaştırmak için onun tezlerini "korkunç yanlışlar" olarak adlandırdığı ile ilgili haberler yapılıyor.
Amerikalıları --adayları ve halkı— İsrail'in açık politikaları hakkında karanlıkta veya yılmış bir halde tutmak; İsrail'in iktidardaki parti Hamas'a boyun eğdirmek için Gazze Şeridi'ne giden elektriği ve petrolü kesme kararına çok benzemektedir. Her ikisi de karşıtını üretecektir ve İsrail'in toptan cezalandırmasına gelince bu da geri tepecektir. Hamas, Gazze'deki Filistinliler için dünyada daha fazla sempati ve destek kazanacaktır.
*Arap asıllı Amerikalı yazar. Washington'da yaşıyor.
Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.