"Düşmanımın düşmanı, dostumdur"daki çarpık mantığın yol açtığından daha fazla hata ve pişmanlığa yol açan bir deyiş var mıdır acaba? İroni, önde gelen Amerikalılardan büyük ve iki partili bir grubun niçin halen İran'daki tuhaf terörist fırka, Halkın Mücahitleri Örgütü ya da HMÖ adına lobi yaptığı hususunda bu melanetli klişenin gerçekte en müşfik yorum olmasıdır.
Bu alışılmadık koalisyon, Irak'ta HMÖ'nün ana üssü olan "Eşref Kampı'na" karşı politikasını değiştirmesi ve Amerikalılarla Iraklıların meselenin halline yönelik planlarını bozması için ABD hükümetine baskı yapıyor. Daha kötüsü, bu grup HMÖ'nün yabancı terörist örgütler listesinden çıkarılması için de bastırıyor.
Bir şekilde daha az müşfik izahat ise Amerikalı HMÖ destekçilerinin çoğuna, konuşmaları ve diğer hizmetleri için on binlerce dolar ödendiğidir. HMÖ ile tüm maddi ilişki ağır suç olduğu için Hazine Bakanlığı geçenlerde eski Pennsylvania Valisi Ed Rendell, eski İç Güvenlik Bakanı Tom Ridge, eski FBI Direktörü Louis Freeh ve eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hugh Shelton da dahil, bunun ABD'deki destekçilerinin mahkeme celp kağıtlarını yayımladı. Mesela Rendell'ın ofisi, bu tür faaliyetler için geçen sene 160 bin dolar aldığını kabul etti.
Diğer önemli HMÖ destekçileri arasında, eski Adalet Bakanı Michael Mukasey, eski İç Güvenlik Bakanlık Danışmanı Fran Townsend, eski Beyaz Saray Genel Sekreteri Andrew Card ve eski New York City Belediye Başkanı Rudolph Giuliani gibi kaydadeğer Cumhuriyetçiler bulunuyor. Bunların çoğu, kendilerine has terörizm karşıtı savaşçılardır. Demokratik kanatta da HMÖ destekçileri arasında eski Vermont Valisi Howard Dean, eski New Mexico Valisi Bill Richardson ve eski NATO Müttefik Kuvvetler komutanı Wesley Clark var.
HMÖ haklı olarak halen terör listesindedir. 1997'de yayımlanan Dışişleri Bakanlığı raporuna göre bu örgüt “en az altı Amerikan vatandaşını öldürdü, [Tahran'da] ABD Büyükelçiliği’nin ele geçirilmesini destekledi ve Amerikalı rehinelerin serbest bırakılmalarına karşı çıktı." O zamandan beri bu örgüt, İran içinde ve diğer yerlerde sayısız terör saldırısı gerçekleştirdi. Senelerce örgütün ana destekçisi Irak diktatörü Saddam Hüseyin'di.
Bu savunulamaz HMÖ taraftarlığı için bir başka ve daha rahatsız edici sebep, geçenlerde NBC News tarafından açıklandı. Televizyon, Amerikalı yetkililerin "İranlı nükleer bilimcilere karşı ölümcül saldırılar, İsrail gizli servisi tarafından finanse edilen, eğitilen ve silahlandırılan İranlı bir muhalif grup (HMÖ) tarafından gerçekleştirilmektedir" dediklerini bildirdi.
Öyle görülüyor ki, bazıları için, terörist bir grup olsa da HMÖ "doğru hedeflere" sahip ve bu yüzden yasaklanmak yerine desteklenmesi gerekiyor.
Ama HMÖ terörist taktiklere başvuran basit bir muhalif grup değildir. O, acayip ve fanatik bir çift, Mesud ve Meryem Rajavi tarafından çalıştırılan tuhaf ve tehlikeli bir fırkadır. Bu çiftin, üyelerini tamamen tecrit altında tuttuğu, evlilikleri yasaklayıp boşanmayı empoze ettiği ve can sıkıcı "öz eleştiri" oturumlarıyla meşgul olduğu bildiriliyor. Örgütün ideolojisi, Şii köktenciliğiyle Marksizm ve zıvanadan çıkmış feminizmin çarpık bir bileşimidir. Çok sayıda gözlemci, yerinde olarak örgütün zihniyetini Kızıl Kmerler'in zihniyetiyle kıyaslamıştır.
Tahran’daki pis diktatörlüğe karşı çıkarken HMÖ’nün kendi yapısı ve uygulamaları da rahatsız edici şekilde benzer antidemokratik, hatta çok daha kötü uygulamalar içeriyor. HMÖ’de işlerin nasıl yürütüldüğü konusunda basit bir örnek için okuyucuların, Elizabeth Rubin’in 2003’te New York Times’taki “Rajavi Fırkası” başlıklı haberine bakmaları gerekir.
Hazine Bakanlığı'nın, HMÖ'nün ABD'de iyi finanse edilen lobisiyle ilgili olarak uzun süre gecikmiş de olsa soruşturma başlattığı için övülmesi gerekiyor. Bazıları HMÖ'nün tarih ve uygulamaları konusunda bilgi eksikliği olduğunu iddia ettiler. Bununla beraber, internet bağlantısı olan 10 yaşındaki bir çocuk bile, gelişigüzel bir gözden geçirmeyle birkaç dakika içinde bu menfur örgüt hakkındaki gerçekleri öğrenebilir.
Dışişleri Bakanlığı'nın örgütü terörist gruplar listesinden çıkarması, uluslararası terörizme yönelik resmi Amerikan yaklaşımını her türlü ilkeden mahrum bırakır. Terörizm konusundaki ahlaki belirginlik, "Onlar bizim teröristlerimizdir, o halde bunlar kabul edilebilir" mantığıyla terk edilmiş olur. Açıkçası bu, muhtemelen İsrail devlet desteği altındaki, onların hedeflerinin Tahran'daki iğrenç rejim ve onun nükleer programı olduğu görüşüne dayanıyor.
Çok uzun süreden beri HMÖ'nün yan kuruluşları, Amerika Birleşik Devletleri'nde dokunulmazlık içinde faaliyet gösteriyor. Diğer terörist gruplar büyük adli takibata maruz kalırken önde gelen Amerikalılar nakit ödemeleri kabul ettiler. HMÖ'yü terörizm listesinden çıkarmak yerine Amerika Birleşik Devletleri hükümeti, HMÖ'nün yan kuruluşlarından ödemeler alan Amerikalılara dair soruşturmasını hararetle takip etmelidir.
HMÖ'yü meşrulaştırmakla Washington, konu terörizme karşı çıkmaya geldiğinde hemen hemen tüm inandırıcılığını kaybeder. Düşmanımın düşmanının hiçbir şekilde dostum olması gerekmiyor. Çılgınlık işte burada yatıyor.
Kaynak: Now Lebanon
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas