Alevilerin sorunlarını çözmek

 

Genelde Türkiye'nin en önemli sorununun ekonomik nitelikli olduğu söylenir ama, başlıca sorunu ekonomik değil. Hatta sosyal sorunlar, ekonomik sorunları daha çok derinleştiren bir mahiyet taşıyor denebilir.
Sosyal sorunların bir çoğu da, devlet – toplum ilişkisindeki sağlıksızlıktan kaynaklanıyor.

Hep iki sancılı alandan bahsediyorum.
Etnik alan, dini alan...
Birisini Kürt vatandaşlarımızla ilgili olarak yaşıyoruz, diğerini, Din – Toplum – Devlet ilişkilerinde yaşıyoruz.
"Kürt sorunu" denen hadise, ucu teröre kadar varan ve ülkenin her insanına ciddi kayıplara mal olan bir sancı alanı...
Türkiye şu sıralar o alanda olumlu sonuçlara ulaşmak üzere...
Ya öteki alan...
Ülkenin çoğunluk sünni nüfusu dertli, alevi nüfusu dertli.
S ünni camiadan başörtüsü davası da AİHM'ye gitti, Alevilik adına din kültürü dersleri de AİHM'ye gitti.
Uluslar arası İnsan Hakları raporlarında bugün bir çevrenin sancısı yer alıyor, yarın bir başkasının...
Yıllardır içerden çözemiyoruz.
Alevi vatandaşlarımız, "Ülkede sünni egemenliği var" diyor, ama sünni kız öğrenciler, başörtüsü ile okuyabilmek için başka ülkelere gitmek zorunda kalıyor.
Yani "devletin tavrı"ndan herkes dertli.
Yani devlet herkesin mutlu olabileceği yeni bir tavır belirlemeli.
Ak Parti hükümeti, bazı açılımlar geliştiriyor.
Yeni anayasa hazırlığı bu anlamda neler getirir henüz belli değil, ama en azından fiili planda bazı olumlu adımlar atıldığı gözleniyor.
Ak Parti'nin Doğu – Güneydoğu'dan aldığı oylar, fiili plandaki bazı insani hamlelerin karşılığı olmalı. Bu hamlelerin çoğalması gerektiği ise tartışılmaz.
Belki Ak parti açısından en zoru, toplum çoğunluğunun inanç özgürlüğü alanındaki taleplerine cevap vermek. Çünkü bu alandaki en küçük açılım, kimi çevrelerin ağır saldırısını beraberinde getiriyor. "Türkiye İslamlaşıyor" çığlıkları yükseliyor. Oysa istenen, normal bir demokraside, hukuk devletinde olan haklardan öte değil. Türkiye, henüz, laiklik noktasında sağlıklı yorumlara ulaşamadığı için bu sancı yaşanıyor.
Buradan baktığımızda, Hükümetin, Alevilik alanında yapacağı açılımlar daha rahat gerçekleşecek gibi görünüyor.
Ak Parti yönetimi sünni ağırlıklı.
Böyle bir yönetimin Alevilik konusunda atacağı adımların sosyal barış adına daha etkin sonuçlar vermesi tabii. Bunu CHP yapamayabilirdi. Buna karşılık CHP de, sünni camianın özgürlük taleplerini daha etkin gündeme getirebilir. Tabii getirirse... 
Alevilik konusunda haber şu:
Başbakan, Ocak ayında, Muharrem orucu sırasında 1000 kişilik bir alevi toplulukla iftar yapacak. Sonra Cem evlerini ziyaret edecek.
Bu güzel bir başlangıç noktası...
Program, Ak Parti'den İstanbul milletvekili olan Reha Çamuroğlu'nun organize ve nezaretinde gerçekleşecek.
Bu bir başlangıç noktası, dedim, çünkü Başbakan'ın Alevilerle sık sık buluşması öngörülüyor.
Kimi Alevi derneklerinden tepki var. O çevreler işe "siyaset" noktasından yaklaşıyor. Yani sanki "Bu yolla oylar AKP'ye akacak" gibi bir kaygı seslendiriliyor.
Aslında, Ak Parti'nin hadiseye, öncelikle oy açısından bakmadığını düşünenlerdenim.