AKP'nin savaşında birden fazla kazanan var


 
 
Türkiye'nin geçtiğimiz aylarda yaşadığı yargı savaşında tek kazanan AKP değil. Zira Türk yargısı da kendisini, içinde asker ve general darbeciler ordusunu taşıyan 'Truva atı' kılan girişimlere karşı zaferle çıktı.  
 
Keza Türk demokrasisi de kendisini frenleme ve kuşatma girişimlerine karşı yıllardır durmayan savaşlarından birinden de zaferle çıktı. Siyasal İslam'ın sivil-demokratik ve laik deneyimi, derslerle dolu ve ibret alınması için model olma bağlamında ilk defa başarıyla çıktı.

Laiklik ekolünün müntesipleri Ankara'nın aşırı laiklerinin, peşi sıra gelen sivil hükümetleri devirmek ve kendi eğilimleriyle uyuşmayan çoğunluğa sahip parlamentoları feshetmek için tankların sırtlarına çıkma noktasında 20'nci yüzyıl başındaki güçleri yok artık. AKP'nin yaptığı ve karizmatik lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın bir kısmını kabul ettiği bir dizi hatayı kullanarak bu kez 'Truva atına' binmeye başvurdular. Fakat girişim açık ara başarısız oldu. Zira Türk yargısı 'Fransız' laikliği eğilimine sahip Atatürk ekolündeki aşırılıkçı doğuşuna rağmen kendisinin anayasanın bekçisi olduğunu, özgürlüklerin ve demokrasinin teminatı olduğunu gösterdi.

Avrupa ve ABD'nin, iktidar partisinin kapatılması ve liderlerine siyaset yasağı getirilmesi ihtimalleriyle mücadele için ifade ettikleri endişe dalgasının, yargının aşamayacağı veya inkar edemeyeceği siyasi iklimlerin yaratılmasında büyük etkisi olduğu şüphesiz. Zira Türkiye AKP gölgesinde AB kriterleri ve şartlarına uyum noktasında bitirici mesafeler kat etti. Bu mesafeyi klasik laik partiler alamadı. Türkiye AKP gölgesinde kalkınma ve büyümenin en yüksek oranlarını kaydetti. Klasik siyasetçileri arasında yolsuzluğun en geniş üssü olmakla tanınan bir ülkede yolsuzluğun yayılma derecesi minimum düzeylerde kaldı.

AKP döneminde ordu kampları ve askerî kurum kışlaları etrafında daha fazla duvar ve engel inşa edildi. Şöyle ki generallerin Türklerin gönüllerindeki seçkin konumlarına rağmen bu duvarları aşmaları kolay değildi. Zira Türk askerî kurumunun siyasi rolü Erdoğan döneminde azaldı. Bu ise başka bir dönemde yaşanmamıştı.

AB'ye üyelik için zor ve yavaş müzakereleri sabırla yürüten AKP'nin Türkiye'si kendisi için sahalar ve alanlar açtı, ekonomisi, dış politikası ve bölgesel rolü için yeni hayati alanlar sağladı. Bugün Ortadoğu sorunlarında büyüyen önemli bir aktör haline geldi. Bölgede, Asya'nın ortası ve güneybatısında, Kafkaslarda, Balkanlar ve Afrika'daki İran rolüne 'dengeli ve ılımlı muadil' olma rolünü oynamaya başkalarından daha güçlü bir aday.

Partinin kapatılması, faaliyetlerinin yasaklanması ve liderlerinin 'işlerini yürütmekten' alıkonulması yönünde bir yargı kararının, bütün siyasal İslam hareketleri ve güçlerini Türk yöntemi yolunda yürümeye sevk etme amaçlı bütün girişimlerde dejenerasyona yol açması mümkündü. Ayrıca partinin rakiplerini, deneyimini eleştirenlerini ve aşırılıkçı Arap İslamcılarının metodunu taşkınlıklarını sürdürmelerine teşvik edebilirdi. Fakat mahkemenin partiyi daha fazla hataya düşmemesi yönündeki uyarısıyla yetinen kararı Türkler ve iktidar partileri için ders olabilir. Ayrıca bu karar bizim için de 'Türk deneyiminden' aldığımız bir ders olarak kalacaktır. 
 
Kaynak: Zaman