Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın AKP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne açtığı dava, demokrasi yolunda 'düşe kalka' ilerleyen bir ülke olarak yarım asırdır aldığımız mesafenin henüz bir arpa boyunu aşmadığının göstergesidir.
Sekiz ay önce seçimden iktidar olarak çıkmış bir parti kapatılmak isteniyor!
Refah ve Fazilet partilerinden sonra AKP de 'laikliğe aykırı eylemlerin odağı' haline gelmekle suçlanıyor.
Başbakan Erdoğan'ın 'Velev ki siyasi simge olsun' diyerek Anayasa değişikliğiyle türbanı üniversitelerde serbest bırakma girişiminin ve kimi yöneticilerin devlet dairelerinde 'başörtüsü'nü savunan düşüncelerinin AKP'nin kapatılması girişiminde etkili olduğu anlaşılıyor. Başsavcılık, Erdoğan, Gül ve Arınç'ın da aralarında bulunduğu 71 AKP yöneticisine 5 yıl süreyle siyaset yasağı getirilmesini istiyor.
AKP lideri Erdoğan dün Siirt'te konuştu. 16,5 milyon oy almış bir partinin kapatılması yönündeki 'talihsiz' girişimin hukuki zemini olmadığını, millet vicdanında da meşruiyet bulmayacağını savundu. Davayı 'milli irade'ye karşı bir adım olarak yorumladı. Siirt, Erdoğan'ın 'camiler kışlamız, minareler süngümüz' şiirini okuduğu için mahkûm olduğu yer. 2002 seçimlerinde 'yasaklı' olan Tayyip Erdoğan, AKP iktidara gelince CHP'nin de desteklediği Anayasa değişikliğiyle Siirt'ten milletvekili seçilmişti.
Erdoğan, Başbakanlık'ta 5. yılını doldurduğu bu 'anlamlı' günü Siirt'te AKP Kadın Kolları Kongresi'nde 'kapatılmak istenen partisini savunmakla' geçirdi.
1990'lardan bu yana siyasal İslamcı yükselişi durduramayan Türkiye'de laik ve demokratik cumhuriyeti yargı üzerinden koruma-kollama refleksi ne yazık ki 'korkulan' süreci engellemeye yetmedi.
Refah, Fazilet gitti, AKP geldi.
AK Parti kapatılsa, Beyaz Parti kurulacak!
Türkiye sancılı bir döneme girdi, küresel piyasalardaki kriz ekonomiyi tehdit ediyor. 'Lale Devri' sona erdi. AB hedefinden uzaklaşan Erdoğan'la ilgili, liberal çevrelerde büyük düş kırıklığı yaşanıyor. TÜSİAD sürekli uyarıyor. MHP'nin desteğiyle Meclis'ten geçen türbanla ilgili son Anayasa değişikliği üniversitelerde 'kaos'a yol açmış olabilir, ama bunlar sonuçta 'yasama' faaliyetleridir. Anayasa Mahkemesi zaten türbanla ilgili bir karar verecektir. AKP'nin yanlış icraatlarının milyonlarca üyesi olan sendikaları ayağa kaldırdığı bir sırada kapatılma davasını gündeme getirmek demokratik değildir. Çok ağır bir yaptırımdır.
Ordu ve yargı üzerinden 'hukuk darbesi', cumhurbaşkanlığı seçiminde denendi de ne oldu?
Artık seçimle gelen, seçimle gitmelidir.
Kaynak: Milliyet