Aklanma serüveni

Haziran 1899'da Dreyfus ve Zola Fransa'ya döndüklerinde Başbakan Dupuy'dür. Hükümette Dreyfus yandaşı bakanlar vardır.

Başbakan, Davanın yeniden ele alınmasından yanadır.

Kamuoyundaki bölünme, daha da keskinleşmiştir.

Duruşma, Rennes Savaş Mahkemesinde 7 Ağustos 1899'da başlar.

Duruşmada Dreyfus ádeta tükenmiştir. Kendini isteksizce savunur. Av. Labori ise çok ateşli.

Eski Savunma Bakanı General Mercier tanıktır; ilk görüşünü yineler. 'Suçlu ya benim ya da Dreyfus' der.

Güçlü bir savunma yapan Av. Labori'yi, 14 Ağustosta bir kişi tabanca ile yaralar.

Savunman Av. Demange'ın ataşeleri dinletme isteği reddedilir. Savcı, dolandırıcılıktan hükümlü eski bir subayı, H. von Cernuski'iyi dinletir. Von Cernuski, saray danışmanlarından Mosetig adında birinin Dreyfus'ün suçlu olduğunu itiraf ettiğine ilişkin yalancı tanıklıkta bulunur.

Böyle bir görevi olmayan Mosetig, aynı gün casusluk suçundan Viyana'da tutuklanır.

Av. Labori, Alman İmparatoru ile İtalya Kralından ataşelerinin Mahkemede dinlenmesi için izin ister. Çünkü 'bordro' üzerinde Alman İmparatoru I. Guillaume'un kimi notlar düştüğü ileri sürülmüştür.

Bunun üzerine İmparatorluk Resmi Gazetesi Fransa'daki Alman Büyükelçiliğinin Yüzbaşı ile bir ilişkisi bulunmadığını açıklar. Esasen Başbakan von Bülow da, 24 Ocak 1898'de bunu Reichstag'da açıklamıştır.

Almanya uyuşmazlık konusu belgenin geri verilmesini ister ve savaş tehdidinde bulunur. Bunalım çıkar.

Askeri Savcı Carrière, Dreyfus'ün yeniden cezalandırılmasını ister.

Av. Demange buna güçlü bir yanıt verir.

Son oturumda yargıçlarından Binbaşı Merle ağlamakta, Yargıç Brognard ise durmadan notlar kaleme almaktadır.

Yargılama 9 Eylül 1899'da biter.

İki oya karşı beş oy ile Dreyfus, indirici nedenler gözetilerek, on yıl hapis (kalebentlik) cezasına hüküm giyer. Askeri rütbesi yine geri alınır.

Karara dayanarak Mercier ve Dreyfus karşıtı basın saldırıya geçer.

Aynı gün Scheurer-Kestner ölür.

16 Ekimde solcular büyük bir açık hava toplantısı düzenlerler. Aralarında Jaurès, Viviani, Guesde, Gérault-Richard, Brusso, Colly, Vaillant, Allard, Aristide Briand da vardır.

Dupuy çekilir. Yeni Hükümeti Waldeck-Rousseau kurar.

26 Aralık 1900'de Dreyfus, yeni Başbakana bir mektup yazar. Suçsuzluğunu ve asıl suçluları kanıtlamaya hazırdır.

Ancak Hükümet, ülkeyi bölen ve onca uğraştıran Davayı artık gündemden düşürmek için 'af'tan yanadır.

Clemenceau ve Jaurès buna karşı çıkarlar. Reinach, B. Lazare, Mathieu acıların bitmesi için Dreyfus'ü af konusunda ikna ederler.

'Hikmet-i hükümet', yine kazanır. Ama şimdilik.

Savaş Bakanı General G. de Galliffet, askeri birliklere Dreyfus olayının kapandığını bildirir.

Ulusal Mecliste Jaurès, 1894 soruşturmasını üstlenen General Pellieux'nün Savaş Bakanına yazdığı bir mektubun Rennes Mahkemesinde okunmadığını açıklar.

Gerçekten bu mektubunda General, kimi şerefsizlerce aldatıldığını, astlarının güvenini yitirdiğini, komuta edemeyecek duruma düşürüldüğünü; kendisinin de bu sahtecilikte payı olan üstlerine karşı güven duymadığını; bu nedenlerle emekli olmak istediğini belirterek ordudan ayrılmıştır.

Eski Başbakan Brisson ve Eski Bakan Cavaignac, mektuptan bilgileri olmadığını söylerler. Bu bir.

Ertesi günü Yeni Savaş Bakanı André, araştırma yaptırır. Mektup, önceki savaş bakanlarından Zurlinden tarafından gizlenmiştir. Bu iki.

Bakanlık arşivlerine inilir. Gizli belgeler arasında Alman Ataşenin yazdığı mektuplara ve Dreyfus'ün hükümlülüğüne temel oluşturan 'D... alçağı' diye yazılan belgeye ulaşılır. Belge, Dreyfus'ün Savaş Bakanlığında göreve başlamadan önce 1892'de kaleme alınmıştır. Bu üç.

Savaş Mahkemesinde Dreyfus'ün ortadan kaldırdığı ileri sürülen kimi belgeler de bulunur. Bu dört.

Kimi belgelere sahte eski tarihler eklendiği, yeni sahte belgeler düzenlendiği, bunların asıllarının da bulunduğu saptanır. Bu beş.

Ele geçen bir telgrafa göre, hüküm giydiği gün Lebrun-Renaud'ya suçunu itiraf etmek şöyle dursun, Dreyfus'ün Mahkemeden çıkarken suçsuz olduğunu haykırdığı anlaşılır. Bu telgraf, durumu General Saussier'ye bildiren Albay Guérin'e aittir. Binbaşı Lebrun-Renaud'nun kayda değer bir şey olmadığını belirten raporu da bu telgrafı doğrulamaktadır. Bu altı.

Skandal apaçık ortadadır.

Bunlar gözetilerek dosya, 19 Eylül 1903'te Başbakan Emile Combes'a sunulur.

Adalet Bakanı Valé, dosyayı 23 Aralık 1903'te Yargıtay Başsavcısına yollar.

Başsavcının yeni soruşturması 7 Marttan 19 Kasıma dek sürer.

Bu soruşturma ile ilgili rapor, 14 Mart 1906'da biter. Eski ilgi ve heyecanlar da.

Siyasal olaylar birbirini izler.

Savaş Bakanı General André'nin adı başka yolsuzluklara karışır, ayrılır; Combes Hükümeti düşer.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 18 Haziran 1906'da toplanır. Başsavcı sekiz oturum boyunca iddianamesini okur. Yeni kanıtlar sunar.

Savunman Av. Mornard, Dreyfus'ün şerefinin çiğnendiğini belirterek, bu lekeyi silmek için suçsuzluğunun saptanmasını ve buna ilişkin kararın Resmi Gazetede yayımlamasını ister.

Yargıtay 12 Temmuz 1906'da Rennes Savaş Mahkemesinin 9 Eylül 1899 tarihli kararını bozar. Bozma kararının Resmi Gazetenin yanı sıra giderleri hazineye ait olmak üzere Dreyfus'ün seçeceği beş ayrı gazetede, ayrıca Paris ve taşradaki elli gazetede yayımlanmasına karar verir.

Af nedeniyle cezaevinden çıkan Dreyfus, böylece şerefini de kurtarmış olur.

Ulusal Meclis, 88'e karşı 343 oyla Davanın yenilenmesini ve gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayanlara ulus adına teşekkür eder.

Dreyfus'ün rütbesi binbaşılığa yükseltilir; 20 Temmuz 1906'da Légion d'Honneur nişanı yeniden göğsüne takılır.

Picquart tuğgeneral olarak orduya döner. Av. Leblois uzaklaştırıldığı Paris VII. Bölge Belediyesine onursal başkan atanır.

Ancak Davanın sonuçları ve etkileri günümüzden de öte sürüp gider.

 

 

Kaynak: Star