Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer belirli aralıklarla parça etkili, 100 gramlık bombalar atmayı pek bi sever.
Son attığı bomba 19 Şubat 2001’de, Anayasa kitapçığı biçimindeydi ve rahmetli Bülent Ecevit’e fırlatılmıştı! Bomba Bülent Ecevit’e pek bi şey yapmadıysa da, ülke ekonomisini havaya uçurmaya yetti.
Gerçekten de rahmetli Ecevit, ‘bombayı’ açıkladıktan sonra, borsa yüzde 15 düştü, repo faizleri yüzde 700 atmışa fırladı, Merkez Bankası’ndan da 7.6 milyar dolarlık döviz çıktı!
Bu kez attığı bomba da Anayasa taslağıyla ilgili: “Hukuk ayaklar altına alınıyor!” demiş Star televizyonunun ana haber bültenine göre. Anayasa taslağıyla ilgili ‘yakınlarına’ yorumlar yaptığı öne sürülen Sezer, 1960 öncesi TBMM’de kurulan Tahkikat Komisyonu’na da göndermede bulunmuş. Hatırlayan hatırlar, 27 Mayıs 1960 darbesinin en büyük nedenlerinden biri olarak gösterilmişti Tahkikat Komisyonu.
“Anayasaya ‘evet’ kararı çıkarsa referandumda, Anayasa Mahkemesi’nden iptal kararı çıkması mümkündür. Türkiye’de demokratik devlet ilkesi de kalmadı. Biz halk olarak ikinci seçmeniz: Biz parti genel başkanlarının belirlediği isimleri seçiyoruz!” Anayasa taslağıyla ilgili yaptığı varsayılan yoruma bakalım önce: Gelin, 22 Şubat 2001’de, Hürriyet muhabiri Muharrem Sarıkaya’nın yazısına bir göz atalım: “Hükümetin etkin bakanlarından biri ‘Sezer’e ait olduğunu’ öne sürdüğü planı bize de anlattı. Sezer uzun süredir ‘Demokratik ve çağdaş bir Anayasa çalışması yaptırmaktaymış. ‘Mış ve muşlarla’ anlatılan senaryoya göre, Sezer, Anayasa
hazırlığını, ‘Meclis dışındaki güç odaklarıyla yürütüyor. Hazırlıklar bir süre sonra bitecek ve Anayasa Meclis’e dayatılacak.’
Sarıkaya’nı yazısında daha başka neler var neler; teknokratlar kabinesi kurma isteklerinden, hükümet üyelerini yolsuzlukla suçlayıp yargılamaya varıncaya değin! Ama bunlar bir ‘senaryo’ da olabilir elbet. Yalnız ateş olmayan yerden de duman çıkmaz.
“Biz halk olarak ikinci seçmeniz; genel başkanlar isimleri belirliyor” sözüne gelince, bu, demokrasiyle yönetilen bütün ülkelerde böyle. ABD’de, Demokrat Parti, Obama’nın onay vermediği birini bırakın Meclis Üyesi, senatör ya da vali adayı yapmayı, kent meclislerine temsilci olarak bile atayamaz. Bush, Eyalet Eğitim Komisyon üyelerini bile tek tek onaylıyordu! Keşke yapılabilse, dileyen aday olsa istediği partiden; ön seçimler yapılsa partiye kayıtlı üyeler oy verse ve sonra adaylar belirlense. O zaman da, parti içi disipli kaybolur”, kaygısı masaya konuyor. Gene de şunu unutmamak gerek, düzenlerin en kötüsü demokrasi olabilir ama ondan daha iyisi yok!”
Kaynak: Star