Geçtiğimiz günlerde İsrail'de duyulan en büyük endişe, İran'da Mahmud Ahmedinecad'ın seçimi kaybetmesiydi. Hayfa Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Soli Shahvar perşembe günü Yediot Ahranot'ta "Musavi İsrail için kötü" başlıklı makalesinde şöyle diyordu: "Mir Hüseyin Musavi seçilirse birçok kişi rahat nefes alacak. Ancak bizim için soru, Ahmedinecad'ın yenilgisinin İsrail'e gerçekten hizmet edip etmeyeceği ve cevap muhtemelen 'hayır'." Yazar şöyle devam ediyor: "İsrail için en iyisi, Ahmedinecad'ın kazanması ve ülke içi rahatsızlığın artması."
Bu esnada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu sadece Filistinlilerin değil, uluslararası toplumun da reddettiği planında Hamas ve Hizbullah'a ılımlı Araplarla savaşta değerli kozlar veriyordu.
Bir hafta önce de Hizbullah'ın projesini önleyerek, Hariri suikastı sonrası yaşanan 'sedir devrimi'ni yineliyordu. Hizbullah'ın Lübnan'da iktidarı istila etme tehlikesine karşı uyarararak İsrail, aslında örgüte siyasi mühimmat veriyordu.
Örgütün iktidarı seçimle ele geçirmesi Netanyahu'nun aşırılığına belirli bir meşruiyet kazandıracaktı. İsrail, Filistin sorunundaki yükümlülüklerinden kaytarmak için Gazze'de Hamas'a, Lübnan'da Hizbullah'a ve İran'da da Ahmedinecad'a ihtiyaç duyuyor. Bu durum düşmanların çıkarları arasındaki nesnel kesişmeyi açıklıyor. (Lübnan gazetesi Nehar, 17 Haziran 2009)
Kaynak: Radikal