Afganistan'da yanlış yoldayız


ABD ve NATO'nun Taliban saldırılarının arttığı Afganistan'da asker artırmasının anlamı yok. Zira, militanların üslendiği yer Pakistan

2002'den bu yana her yıl, Afganistan'daki ABD ve ittifak güçleri askerlerinin sayısı arttı. Ve her yıl ilkbahar ve yazın yaşanan 'savaş sezonu'nda, Taliban'ın düzenlediği saldırılar da, komutanları daha fazla asker gerektiğini düşünmeye teşvik edecek biçimde çoğaldı.
Bu yıl da istisna değil. Afganistan'da, 37 bin 500 Amerikalı da dahil olmak üzere 40 ülkeden 66 bin asker bulunuyor; NATO komutası altındaki asker sayısı 18 ayda
20 bin kişi çoğaldı. Fakat 2007'yle karşılaştırıldığında, doğu eyaletlerindeki Taliban saldırıları yüzde 40 oranında arttı ve koalisyon güçleri arasındaki ölümlerde de ani bir artış yaşandı. Mayıs ve haziran aylarında, Afganistan'da Irak'takinden daha fazla Batılı asker öldü. ABD Genelkurmay Başkanı Michael G. Mullen muharebe operasyonları ve Afgan ordusunun eğitimi için 'en az' üç ilave tugaya, yani yaklaşık 10 bin 500 askere daha ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Vietnam'a benzemeye başladı
Asker artırımı hiç bitmeyecek mi? Afganistan'daki savaş bazen, ABD'nin başına Vietnam'da da bela olan bir sendromdan mustarip gibi görünüyor: Hiçbir zaman şeytanın bacağını kırmaya yetmeyecek aşamalı asker artırımları. Eski ABD savunma bakanı Donald Rumsfeld 2002'de 5 bin yerine 60 bin asker konuşlandırsaydı, Afganistan yatıştırılmış olabilirdi. Şimdi, savaşın gidişatını değiştirmek için, geçen yıl Irak'ta başarıyla uygulanan türden ani bir asker artırımı gerekiyormuş gibi duruyor.
Sorun şu ki, büyük miktarlarda dinlenmiş askere sahip değiliz.
ABD ordusu şu an yedek askerden yoksun ve NATO üyeleri ya asker yollayamıyor ya da yollamıyor. Almanya, Britanya ve Fransa kısa süre önce daha fazla asker taahhüt etti, fakat verilen sayılar göreceli olarak az.
ABD komutanları bu yıl saldırılarda ve ölümlerde yaşanan artışın kısmen, koalisyon ve Afgan ordusu güçlerinin daha önceden Taliban'a terk edilen bölgelerde ilerlemesinden kaynaklandığını belirtiyor. Düşman güçlerin bir bölgeyi ele geçirmeye yönelik her girişimi, örneğin Taliban'ın Kandahar yakınlarındaki bir grup köye yönelik adımı, NATO açısından dengesiz bir askeri zaferle sonuçlanıyor. Fakat Taliban, yeniden inşayı engelleyen bir güvenliksizlik hissini körükleyerek (martta derslerin başlamasından bu yana doğu Afganistan'da 43 okula saldırdı) ve NATO başkentlerinde hayal kırıklığıyla çekilme baskısına yol açan kayıplara sebep olarak kazanıyor.
Taliban aynı zamanda, ana üsleri ve üst düzey komutanları Pakistan'da bulunduğu için (NATO ve Afgan askerleri onları burada izleyemiyor), arka arkaya çatışma kaybetmeyi de kaldırabiliyor. Pakistan ordusunun şubatta bazı Pakistanlı Taliban liderleriyle fiilen bir ateşkes yapmasından bu yana, söz konusu üsler daha da güçlendi. Dolayısıyla, Taliban'ın Pakistan'da güçlenme becerisinin önüne geçilmedikçe, Başkan Bush'un yanı sıra iki başkan adayının da gelecek yıl için söz verdiği gibi bir Amerikan askeri artışı etkili olmayacaktır. Aşamalı asker artırımı döngüsü devam ederse, Afganistan önümüzdeki bir veya iki yıl içinde Irak'takinden daha fazla Batılı asker barındıracak ve daha fazla kayba sahne olacak.

Kaynak: Radikal