Geçen perşembe (Ocak 28) günü Londra, Afganistan'ın geleceği konusunda yeni bir uluslararası konferansa daha ev sahipliği yaptı. Buna paralel olarak, daha az katılımlı bir konferansta, son aylarda uluslararası gündeme yerleşen Yemen üzerine yapıldı.
11 Eylül terör saldırılarının hemen ardından, El Kaide'ye ev sahipliği yaptığı gerekçesi ile Taliban rejiminin ABD tarafından devrilip, Karzai başkanlığında yeni bir hükümetin kurulmasına ve NATO desteği ile Taliban'a karşı 8 yıldır mücadele edilmesine rağmen, Afganistan'da sular bir türlü durulmadı. Bu yüzden çözüm arayışları sürüyor.
Afganistan hiç şüphesiz son otuz yılın en talihsiz ülkelerinden biri. Ülke, 1980'lerde Sovyet işgaline karşı mücadeleye, 1990'larda iç savaşa ve ardından katı Taliban rejimine, 2000'lerde de Taliban rejiminin devrilmesi ile ortaya çıkan karmaşaya şahit oldu. Bu sürecin en büyük mağduru hiç şüphesiz fakir halk ve öksüz ve yetim kalan çocuklar oldu. Afganistan'ın ne zaman normalleşip halkın ihtiyaçlarına cevap veren bir hükümete kavuşacağı belirsizliğini koruyor.
UZUN VADELİ ÇÖZÜM İÇİN 'TALİBAN' ŞART!
Hatırlanacağı gibi, Afganistan'da kötüleşen güvenlik sorunu nedeni ile, Obama yönetimi Aralık 2009 başında, 100 bin civarındaki NATO kuvvetlerine (70 bini ABD'nin) ilave olarak 30 bin ABD askeri daha gönderme kararı almış, NATO'nun diğer üyelerine 7 bin civarında ilave asker sözü vermişti. Bu kararla birlikte Temmuz 2011'den itibaren de güvenliğin aşama aşama Afgan güçlerine devredilerek NATO kuvvetlerinin çekilmesi taahhüt edilmişti. Bu yeni strateji uygulamaya geçerken, Taliban da ocak ortalarında Kabil'deki hükümet binalarına saldırarak, ülkedeki güvenlik sorununun ne denli büyük olduğunu ve asker artırımı ile kolayca çözülemeyeceğini gösterdi. Bu tür saldırılar hâlâ da devam etmekte.
Bu arada, İngiltere Başbakanı Gordon Brown ve Dışişleri Bakanı David Miliband'ın girişimi ile 70 civarında ülkenin dışişleri bakanı düzeyinde temsil edildiği, Karzai'nin dış ilişkiler danışmanı ile katıldığı, NATO, BM ve AB'den temsilcilerin yer aldığı Londra konferansı yapıldı. Konferans Afganistan'da güvenlik, yönetim, kalkınma ve bölge ülkelerinin desteği konularında ilerleme sağlanmasını amaçlamakta idi. Ama temel sorun, Taliban'ın, (son zamanlarda farklı rejim muhaliflerinin hepsi için kullanılan bir terim), silah bıraktırılıp Afganistan'da uzun vadeli çözümün bir parçası haline nasıl getirilebileceği konusu idi. Zira, hem Afganistan rejiminin sağlam temellere oturması, hem de ABD ve diğer asker gönderen NATO üyelerinin askerlerini çekebilmesi buna bağlı.
Bu konuda, Afgan liderinin isteği doğrultusunda bir karar alındı. Buna göre, El Kaide'ye ve genelde teröre destek vermemiş, savaştan bıkmış Taliban üyelerine, silahı bırakmaları karşılığında, büyük ölçüde Amerika'nın finanse edeceği para, iş ve kalacak yer teklif edilmekte. Silah bırakmamaları durumunda da artan NATO gücü ile tehdit edilmekte. Taliban'ın, en azından alt ve orta düzeydeki üyelerinin kazanılması için, Karzai, Afganistan'ın geleneksel Loya Jirga (ileri gelenlerin büyük konseyi)'ni önümüzdeki haftalarda toplayacak ve Taliban'ı da davet edecek. Ama bu yaklaşımın ne kadar Taliban üyesini ikna edeceği ve uzun vadeli çözüm olup olmayacağı belirsiz. Şimdiye kadar üst düzey Taliban yönetimi Loya Jirga'ya katılmalarını NATO askerlerinin ülkeden çekilmesi şartına bağladı ki, bu kısa vadede mümkün değil. Daha kapsamlı ve uzun vadeli çözümün yolu da ülkenin değişik etnik ve siyasi grupları arasında siyasi ve ekonomik güç dengesinin nasıl sağlanacağı ve dinin devlette nasıl bir rol oynayacağı gibi konularda uzlaşılmasından geçmekte.
Bir de tabii bölge ülkelerinin, özellikle Pakistan'ın desteği çok önemli. Afgan yönetimi Pakistan'ı, çoğunluğu Peştun olan Taliban'ı alttan desteklemekle suçlamakta ve Pakistan da Afgan yönetimi ile rakibi Hindistan arasındaki yakınlıktan rahatsız. Afganistan ve Pakistan yönetimlerini uzlaştırmak için hem İran, hem Türkiye son zamanlarda aktif rol oynamakta. Türkiye, cumhurbaşkanı düzeyinde üçlü zirvelerin yanı sıra, dışişleri bakanları düzeyinde de Afganistan'ın bütün komşularını bir araya getiren toplantılara ev sahipliği yaptı. İran da bir taraftan Afganistan ve Pakistan'la üçlü toplantılar yaparken, diğer taraftan Afganistan konusuna bölgesel bir çözüm bulunması için çaba göstermekte. Uluslararası bir konferans olan Londra konferansına da davet edilmesine rağmen, bölgesel bir çözümden yana olduğu ve önerilerinin dikkate alınmayacağı gerekçesi ile katılmadı, İran.
PAKİSTAN MEMNUN! PEKİ DİĞERLERİ..?
Londra'dan çıkan Taliban'ı kazanma kararından Pakistan oldukça memnun. Bunu Pakistan'ın bir zaferi gibi gören Hindistan ise bu konuya soğuk yaklaşmakta, teröre karşı mücadelede zaaf olarak görmekte. Taliban'ın Hindistan'a karşı terör saldırıları düzenleyen gruplara destek vermesinden çekinmekte. Rusya ve İran da Taliban'la uzlaşılmasına soğuk.
Sonuç olarak, Taliban'a karşı yeni yaklaşımın Afganistan'ın durumunda somut bir iyileştirme getirip getirmeyeceğini gelecek aylarda göreceğiz. Eğer Karzai, konferansta söz verdiği gibi rüşvetle mücadele eder, uluslararası ekonomik yardımı Afgan halkına yatırım ve hizmet olarak götürür ve Taliban'ı uzlaşı için ikna edebilirse, ABD ve NATO'nun planlandığı gibi aşama aşama çekilmesi kolaylaşacak ve Afganistan normalleşmeye doğru yol alacak. Ama bunlar olmazsa, bu yılın ikinci yarısında Kabil'de yapılması planlanan bir dahaki Afganistan Uluslararası Konferansı yeni çözüm yolları bulmak zorunda.
Kaynak: Zaman