Afganistan Vietnam gibi

30 yıl süren savaşlara girip hiçbir işgalciye boyun eğmeyen Afganistan ABD'ye de teslim olmayacak. Amerika'nın çekilme vakti geldi

ABD, Afganistan'daki savaşa girerken tarihteki iki önemli deneyimden ders çıkarmadı. İlki, yenildiği ve saygın şekilde çıkmak için bütün araçları aradığı Vietnam savaşı. Dönemin ABD dışişleri bakanı Henry Kissinger bu araçları, savaşı savunan Amerikalıların alnında utanç lekesi halini alan askeri ve siyasi trajediden kurtulmak için Paris'te ve birçok Avrupa başkentinde uzun süren müzakerelerde bulmuştu.
İkinci deneyimse, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'daki deneyimi. Sovyetler Birliği, coğrafik yakınlığının Afganistan'ı kontrol altına almasını sağlayacağını düşünerek kendisini aynı bataklıkta bulmuştu. Afganistan sıcak sulara inen geçit olacaktı. Ancak Sovyetlerin, akıllı ve balistik füzeler çağında büyük devletler açısından hiçbir stratejik önem temsil etmeyen bu yoksul devletten kovulması için müttefik ülkeler seferber oldu.

Obama şiddeti ateşledi
ABD bu iki deneyimden de yararlanmadı. Aksine eski başkan George W. Bush döneminde ahmaklığı arttı. Savaşa girmek her zaman için tehlikeli ve zor bir karardır. Zira savaşı başlatmak kolay, istendiği gibi sonlandırmak zordur. Bush ve yardımcısı Dick Cheney gerekçe ve mazeretler bulmuş olsa da, Afganistan savaşı doğru kararların sonucunda başlatılmadı. ABD, 'teröre karşı savaş'la özetlenen bir dizi sınırsız savaşa girmiş oldu ve bu savaşın herkesin 'kafa tutanlara, teröristlere ve başarısızlara' karşı katılacağı bir dünya savaşı haline gelmesini istedi. Böylelikle bu yönetim Amerika'yı sıkıntılı ve hassas bir noktaya getirdi. Doğal olarak, kültürel ve insani açıdan savaşlardan nefret eden birçok Amerikalı da ülkelerinin imajından nefret eder hale geldi.
ABD Cheney ve Bush tarafından epey lekelenen imajını iyileştirmeye ihtiyaç duyarken, bu trajedi Amerikalıları Barack Obama'yı başkan seçmeye sevk etti. Cheney ve Bush halkların geleneklerini ve değişmezlerini lekelediği gibi, onların döneminde askeri uygulamalar birçok cezaevinde, bilinen ve gizli tutuklama kamplarındaki insan hakları ihlallerinin parçası haline geldi. Obama'ysa bu iğrenç görüntüler nedeniyle, ABD'nin dünyaya dayattığı ve Irak petrolü üzerinde nüfuzunu yaymak dışında hatırı sayılır yarar getirmeyen savaşlardan çekilme stratejisini seçmeye yöneldi. Fakat yeni başkan Afganistan'daki savaşı sürdürmeyi seçti. Orada şiddeti yeniden ve güçlü şekilde ateşledi.

Şartlı çekilme tek çözüm
Afganistan savaşı Vietnam savaşına benziyor. Afgan halkı Sovyet veya Amerikan güçlerine direnme gücünü göstermesinin ardından asla teslim olmaz. Bu halk tarihte 30 yıl süren savaşlara girdi ve bir 30 yıl daha savaşmaya hazır olabilir. Bu durumda ABD yönetiminin, Afganistan'ın geleceğini Afganistan'a bırakmak için bu bataklıktan nasıl saygın bir biçimde çıkacağını düşünmesi gerekir, ancak bunu da bir şartla yapmalı: Hiçbir aşırılıkçı gücün Kaide ve 11 Eylül'ü hatırlatacak bir terör saldırısı düzenlememesi.
Çok sayıda çıkış yolu var ve en basiti de, 'tesis süreci' olarak adlandırılabilecek ilk süreçte, silah taşıyan taraflarla yönetime ortak olmaları için müzakere etmektir. Bu yararsız bir savaşı sürdürmekten daha iyi değil mi? (Londra'da Arapça yayımlanan Arap gazetesi, başyazı, 14 Temmuz 2009)

Kaynak: Radikal