Türk hükümetinin Kürtlerin siyasi ve kültürel haklarını genişletmeyi amaçlayan açılımı nedeniyle giderek etkisini yitiren bir örgütün çaresizce bir eylemiydi.
Sansasyonal şiddet PKK için hâlâ bir aktör olduğunu gösterme yolu. Ölümcül bir çatışma olduğu sürece, PKK varlığını meşrulaştırabiliyor.
Çatışma PKK'nın faaliyetini sürdürmek için bel bağladığı kaçakçılık, şantaj ve haraç faaliyetlerini de sürdürmesini sağlıyor. Ancak PKK'nın dirilmesinden fayda sağlayanlar Kürt ayrılıkçılardan ibaret değil. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın AKP'sini itibardan düşürmeye, AKP hükümetinin altını oymaya ve bu partinin İslamcı eğilimleriyle aşındırıldığına inandıkları laik düzeni yeniden tesis etmeye çalışan sertlik yanlıları (sözgelimi ordu) için de bir beslenme imkânı sağlıyor.
Erdoğan bir yol ayrımında. Devletin sertlik yanlısı kesimlerinin PKK'yı hedef alan bir güvenlik çözümüne odaklanması taleplerine boyun eğebilir. Ya da hem güvenliği hem de örgüte destek havuzunu kurutacak reformların ilerletilmesini vurgulayan daha dengeli bir yaklaşımı tercih edebilir.
PKK yeni bir bahane buldu
Erdoğan'ın bu konuda atacağı olası adımlar, Anayasa Mahkemesi'nin 11 Aralık'ta DTP'ye ve liderlerine milli birliğe zarar verdikleri gerekçesiyle yasak getirmesiyle sekteye uğratıldı. Karar sürpriz olmadı. Anayasa Mahkemesi milliyetçi müesses nizamın ateşli savunucusu. Dahası DTP PKK'nın paravanı gibi davranarak bu karara davetiye çıkardı. DTP meclisteki 21 vekilini ve elindeki yerel yönetimleri Kürt seçmenlerine hizmet için kullanmak yerine, Türklerin nefret ettiği hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çıkarlarına hizmet etmekle daha fazla meşgul oldu.
Mahkemenin kararından beri Türkiye'deki öfkeli Kürtler protestolarını sokaklara taşıyor. PKK'nın sansasyonal şiddet için bahaneye hiç ihtiyacı olmadı, fakat şimdi bir bahanesi var.
Ufukta silahlı çatışma ihtimali belirmekle kalmıyor; olaylar Türk milliyetçilerinin sınırdaki sarp Kandil Dağları'nda PKK'ya sığınak sağlamakla suçladığı Kuzey Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimi'yle Türkiye arasındaki işbirliğini de kolayca bozabilir.
Erdoğan bu kriz anında kararlı liderlik sergilemeli. Kürt açılımından veya Irak Kürdistanı'yla ilişkilerin iyileştirilmesinden geri adım atamaz. Ne de olan biteni öylece seyredebilir. Olaylara tepki vermek yerine tutabileceği yegâne yol, reformlar için bastırmaya devam etmek ve Türk ulusuna yönelik ciddi bir konuşma yaparak PKK sorununu ilelebet çözmek için hazırladığı planı izah etmek.
Erdoğan konuşmasında Türkiye vatandaşlarını korumak için yoğunlaştırılan güvenlik önlemlerini açıklamalı. Ülkeyi korumak bütün devlet liderleri için en önemli görevdir.
Erdoğan aynı zamanda AKP'nin, ihtilafın kökenindeki sebeplerin üstesinden demokrasi ve kalkınmayla gelmeyi öngören çok veçheli yaklaşımına bağlı olduğunu teyit etmeli. 1980 askeri darbesinden sonra kabul edilen Türkiye anayasasının elden geçirilmesi gerekiyor.
Anayasanın en baştan 'Türklüğü' vatandaşlıkla özdeş tutan yaklaşımı azınlıkları son derece rahatsız ediyor. AKP, ifade özgürlüğünü sınırlamak için kullanılan terörle mücadele yasası ve Ceza Kanunu'nun 'Türklüğe hakareti' suç kılan 301. Maddesi gibi tepki toplayan yasaları da kaldırmalı.
Toplumsal projeler başlatılmalı
Çözümün bir diğer parçası, işsizliğin yüzde 30'larda seyrettiği Güneydoğu'daki hayat şartlarının iyileştirilmesinde bulunabilir. On yıllardır savaşla harap olan bölgede yeniden inşa faaliyeti, altyapıya, yollara ve su kaynaklarına daha fazla yatırımı, kırsal teşebbüslerin desteklenmesini gerektiriyor. Sağlık hizmeti ve bilhassa kızlar için eğitim, yanı sıra kadınların feodal Kürt toplumundaki geleneksel rollerinden özgürleştirilmesi programları gibi toplumsal kalkınma projelerine de eğilmek gerekiyor.
Siyasi reform ve ekonomik kalkınma Türkiye'deki Kürtleri yatıştırabilir.
Ancak liderleri barışı istedikleri ve bu doğrultuda hareket edecekleri yönünde stratejik bir karar almadığı müddetçe
PKK sorunu hallolmayacak.
Seçici bir af lazım
Bunun olabilmesi için bir tür af düzenlemesine ihtiyaç duyulacak. Erdoğan seçici bir af konusunda açık bir tartışma başlatmalı. Elbette af, medyanın yas tutan ve PKK kurbanlarının tabutlarına kapanıp ağlayan ailelere dair haberleriyle bilenen birçok Türk için itici bir kavram. Türkiye'nin tarihinde birçok af çıkarılmış olsa da, cezalandırıcı adaletten vazgeçmek Türklerin yutmakta zorlanacağı acı bir ilaç olacaktır.
Erdoğan bu kriz döneminde güçlü bir devlet adamlığı sergilemeli. Karşıtlarının Türk toplumunu kutuplaştıracak, PKK'yı güçlendirecek ve AKP'nin ülke içindeki siyasi muhaliflerini tahkim edecek askeri çözüm taleplerine direnmeli. Çok veçheli bir yaklaşım, DTP'nin eski destekçileri de dahil, çatışmadan yorulmuş olan Türklerin çoğunluğundan destek görecektir. (Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nde Çatışmaların Önlenmesi ve Barışın İnşa Edilmesi Programı'nın direktörü, ABD'deki etkin düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler
Konseyi'nin (Council on Foreign Relations) eski üyesi, 28 Aralık 2009)
Kaynak: Radikal