Kürt Açılımı" adını verdiğimiz sürecin kritik bir cerrahî operasyon gibi hassasiyetle yürütülmesi gerektiğini söylüyoruz ya, şimdi bir kat daha fazla hassasiyet lazım. Çünkü bu işin en önemli aşamalarından birine sıra geldi
Sürecin gerekli parçalarından biri PKK'lıların "dağdan indirilmesi"ydi. Bu kapsamda dün Kuzey Irak'tan gelen bir grup PKK'lının güvenlik güçlerine teslim olmasıyla "geri dönüşü olmayan bir süreç" başlamış oldu.
Buradan ortaya çıkacak sonuç tarafları -veya taraflardan birini- memnun etmese bile yeniden başa dönülmesine imkân yok. Bundan sonra işin daha kötüye gitmesi bile hiç değilse teorik olarak mümkün; ama bir önceki günün siyasi ve toplumsal şartlarına geri dönmek artık mümkün değil.
***
Bu süreçte tarafların göstereceği tavırlar bundan sonrası için yol gösterici olacak. Çünkü taraflar süreçle ilgili gerçek niyetlerini ortaya koymuş olacaklar.
Bu çerçevede hem devletin hem de terör örgütünün adım atarken göz önünde tuttuğu kimi çekinceler veya endişeler var.
PKK'nın endişesi bu olayın "devlet teslim olan teröristleri affetti" diye yansıtılması. Onlar "devletin muhatabı olarak sürece katılıyoruz" mesajı vermeye çalışıyorlar.
Ankara'da ise atılan bu adımı Apo'nun "ipler benim elimde" mesajını vermek üzere bir gövde gösterisine dönüştürmek isteyeceği endişesi var. Bir de sınır kapılarında düzenlenen karşılama törenlerinin konunun amacına zarar verebileceği endişesi.
Nitekim DTP çevresinden kimi sözcülerin PKK'lıların "gözaltına" alınmadan ellerini kollarını sallayarak Türkiye'ye giriş yapmalarına izin verilmesini istemeleri bu endişeleri besler nitelikteydi.
Oysa "dağdan indiği" bilinen kişilerin hüviyet kontrolünden bile geçirilmeden bırakılması en başta hukuken mümkün değil. Bu kişilerin bir mahkeme kararı olmaksızın serbest kalma
ları söz konusu olamaz. Çünkü bu kişilerin "etkin pişmanlık" yasasından yararlanıp yararlanamayacağına yargı karar verecek. Dolayısıyla DTP'lilerin bu yöndeki istekleri mantık ve izan sınırlarını zorlar nitelikte
bir çıkıştı.
Ama görüldüğü kadarıyla DTP'liler gözaltı konusunda taşkın bir tepki göstermediler. Belki hatalarını anladılar, belki de geri adım atmak zorunda kaldılar.
Habur'dan giriş yapan kişilerin işlemlerini hızlandırmak üzere burada dört savcı ile bir hâkimin hazır bulunması da devletin iyi niyetinin göstergesi olmalı. Zira karşı tarafın da yargı konusunda çekinceleri ve kuşkuları vardı.
Ama bu satırların yazıldığı saatlere kadar korkulan tarzda bir gelişme olmadı.
Umulur ki sürecin bu en kritik aşaması kazasız belasız sonuçlanır ve Kürt sorununun bir anda çözüleceğini hiç kimse beklemeyeceğine göre, en azından akan kan durdurulmuş olur.
Bu da az şey değil.
Kaynak: Star