ABD'nin yeni Irak politikası

Irak’ta  ‘kırk katır mı kırk satır mı?’ durumu yaşanıyor.  Nuri Maliki’nin halefinin ipi IŞİD’in elinde. Haydar Abbadi makul bir sürede IŞİD’i bitiremeyecek olursa IŞİD üzerinden onun ipini çekecekler ve siyasi kadavra haline getirecekler. Esasen IŞİD tehlikeli bir oyun.  Rus ruleti! Nuri Maliki IŞİD üzerinden vazgeçilmezliğini ispatlayacağı yerde Amerikalıların ayak oyunlarıyla birlikte ayakları kaydı, yerden kesildi ve kendisini minder dışında buldu.  IŞİD yakar topu gibi. Şimdi Nuri Maliki yeniden iktidara gelebilmek, kurtarıcı olabilmek için IŞİD oyununu oynuyor. Bir anlamda Ali Abdullah Salih’in Husilerle 6 kez savaştıktan sonra onlarla ortak olması ve siyasi kariyerini veya istikbalini onlara bağlaması gibi. En azından oğlu Ahmet üzerinden. Şimdi Nuri Maliki de Haydar Abbadi’ye karşı tehlikeli bir oyun kurguluyor, tertip ediyor. Haydar Abbadi makul bir sürede IŞİD’in hakkından ve üstesinden gelemeyecek olursa; ayakları kaydırılacak, ortakları tarafından minder dışına itilecek. Nuri Maliki’nin hamlelerinden dolayı köşeye sıkışan Haydar Abbadi zor günler geçiriyor. Esasında belki de bu meselede parti, hizip veya mezhep adamından ziyade devlet adamı rolü oynayarak Sünnileri silahlandırmaya ve onların üzerinden IŞİD ile baş etmeyi umuyordu. Ama önünü kestiler.  Nuri Maliki’nin başını çektiği siyasi hasımları ona bu imkanı bahşetmiyorlar.  Abbadi istediği halde Sünni aşiretleri silahlandıramıyor, aksine onlara çakaralmaz Çin silahları veriyor. Bu silahlarla birlikte IŞİD’e üstünlük kurmak mümkün değil.

*

IŞİD’in öteki yüzü olan Haşd eş Şabi (Halk Milisleri) de büyük çapta Sünni kesim tarafından istenmiyor ve güvenilmiyor.  Dolayısıyla IŞİD karşısında tek faktör IŞİD’i görünce çil yavrusu gibi dağılan Irak ordusu kalıyor.  Bunun nedenlerinden birisi taifiyye denilen sekterizmin artık siyasi zeminden taşmış sosyal zemine geçmiş olmasıdır. Halkta da taban tutmuştur.   IŞİD önünden kaçan Sünni Araplar ne Bağdat’a ne de Kerkük’e sokuluyor. Demografik dengelerin değişmesi istenmiyor. Onun ötesinde bu kitlelerin arasına IŞİD mensuplarının sızmasından da endişe ediliyor. Bu durumda IŞİD meselesine çözüm bulunamıyor.  Tıkanma yaşanıyor. Irak’ın merkezi hükümetinin politikaları duvara dayanmış durumda.

Tıkanmayı aşmak üzere Amerikan Kongresi yeni bir tasarıyı ele aldı. Buna göre mezhebi katılım noktasında bir denge yakalanamaz ve Irak masasında Sünni ayak sarkık olarak kalmaya devam ederse  ABD re’sen; Bağdat hükümetine danışmadan onu bypass ederek Sünni Araplar ile peşmergeleri silahlandırmayı öngörüyor.  Kongre kararı yeni istifhamlara yol açtı.  ABD’nin Irak’ı bölmeyi planlayıp planlamadığı konuşulur oldu. Bununla birlikte Irak dosyasına bakan Jeo Biden  karara rağmen bunu yapmayacaklarını, merkezi hükümetin onayı olmadan Sünni Araplara ve Peşmergelere silah sevkiyatı yapmayacaklarını taahhüt etti.

*

ABD silah yardımı meselesini askıda tutsa bile neden böyle bir karar aldı, adım attı?  Kimi Iraklı analizciler ABD’nin IŞİD kartını elinde tutarak İran’a karşı Irak’ta nüfuz alanını genişletmek istediğini düşünüyorlar. Geçmişte Türkiye’yi mezhepçilikle suçlayan ABD şimdi mezhebi politikaları yeniden düzenliyor.   Sadece Sünni Arapların veya peşmergenin silahlandırılmasında değil bizzat Irak hükümetine nitelikli silah tedarikinde de Irak bir bütün olarak ABD’ye bağımlı duruma düşmüştür.  Bu da gösteriyor ki IŞİD karşısında ihtiyacı artan Irak hükümetinin eli  ABD’ye mahkum hale gelmiştir.  Nuri Maliki hem Sünni aşiretlerin silahlandırılmasına hem de bu işi ABD’nin yapmasına karşı çıkıyor. Bu durumda  tek seçenek İran’ın yardımına başvurmak kalıyor.  Esat da aynısını yapıyor.  Lakin bu seçenek ülkedeki mezhep faylarını hareketlendiriyor ve bölünme atmosferini daha da artırıyor.  Buna rağmen İbrahim Caferi Tahran’a giderek her derde deva haline gelen Kasım Süleymani’nin kendilerine destek için Irak’a gönderilmesini istemiştir. Halbuki Kasım Süleymani faktörü Suriye’nin Dera bölgesinde yararlı olmamıştır.  Bu tıkanma hali belki de Nuri Maliki’nin maksadının dışında IŞİD’in ele geçirdiği bölgelerde kökleşmesine yol açıyor. Irak, Şii eksenli  El Haşd eş Şabi ile Selefi kökenli  IŞİD seçeneği arasında sıkışıp kalmış gözüküyor.   Bir delinin attığı taşı kırk akıllı çıkartamıyor.  Ortak bölenin kalmadığı hiziplerin cirit attığı ve böldüğü bir ülkede fazlasını beklemek de saflık olurdu.