Amerika Birleşik Devletleri Kırım'da başarısız oldu ve Ukrayna'da kendi planlarını yürütemedi. Şimdi ABD Orta Asya'yı kendi kontrolü altında tutmaya çalışıyor. İstikrasız Afganistan sınırındaki bu bölge ABD ve Rusya'nın yeni çatışma alanı haline gelebilir. Bu bağlamda, ABD Dışişleri Bakanı Orta ve Güney Asya bölge yardımcısı Nişe Bisval Desai’in Nisan ayında Orta Asya ziyareti önem kazanıyor. ABD diplomatının başlıca amacı bölge yöneticilerinin niyetlerini okumak, onların Ukrayna olaylarına ve Avrasya entegrasyon sürecine bakışlarını öğrenmek idi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Basın Merkezi Dışişleri Bakanı Yardımcısı Bisval Desai ziyareti amacının bölge devletlerine kendi istikrar ve refahının sağlaması için Amerika Birleşik Devletlerinin işbirliği ve ortaklık isteğini iletmekten ibaret olduğunu bildirdi. Uzmanlara göre, ABD yönetimi post- Sovyet Orta Asya cumhuriyetlerinde kendi dış politikasını uygulamak için denemelerde bulunmaktadır. Amerikalı diplomatın Astana, Almatı ve Bişkek de politikacılar, iş adamları ve STK temsilcileri ile toplantılarında Ukrayna krizi masaya yatırıldı. Bisval Moskova’nın " Kırım'ı ilhak ederek ve Ukrayna'nın içişlerine müdahalede bulunarak tüm uluslararası normları ihlal ettiğinin altını çizdi. O özellikle Washington’ın Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü desteklediğini ve Rusya’ya karşı sert ekonomik yaptırımlara hazır olduğunu" vurguladı.
ABD'li politikacılar ve uzmanların çoğunluğu Obama yönetimini Kiev ile uğraşırken Kırım'da durumu gözden kaçırdığı için açıkça eleştirdi. Yani Rusya ABD'yi bu konuda yendi. Bu belli bir derecede doğrudur. Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü uzmanı Acdar Kurtov “Washington başka bir bölgede dış politikasını kurtarmak kararında olabilir”, diyor. Ona göre, Amerika Birleşik Devletleri umut verici olarak kabul edilen bölgelerde normal diplomatik çalışmaları devam ettirmektedir.
Ukrayna olayları dünya siyasetindeki iki önemli değişikliğe işaret ediyor: İlki -dünyadaki güçlerinin yapılanması değişiyor. Rusya önemli ölçüde1990'lardan beri askeri etkinliğini artırdı. İkinci -Soğuk Savaş sonrası araları düzelen devletler arasındaki çatışma geri geliyor. Önümüzdeki yıllarda Avrasya tüm bu eğilimler açıkça görülecek mücadele alanı olacaktır.
Kırgız siyaset bilimci Mars Sariev’a göre, "ABD ve Avrupa jeopolitik açıdan Ukrayna’da kendi planlarını gerçekleştiremediler. Bundan dolayı Rusya ile savaşta intikam almak için onlar Orta Asya'ya göz dikiyorlar. Onlar muhalefet hareketlerini destekleyerek ve hükümetler üzerinde baskı kurarak bölgede gerginlik yaratmak istiyorlar. Bununla Orta Asya'daki genel amaçlarına ulaşmayı, yani Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan’ı Moskova etkisinden uzaklaştırmayı düşünüyorlar”.
Aynen bu ülkeler Rusya'ya odaklanmış ve yeni bir Avrasya Birliği'ne katılmak istiyorlar. Mayıs sonuna kadar Vladimir Putin, Nursultan Nazarbayev ve Alexander Lukaşenko Avrasya Birliği Antlaşmasını imzalayacaklar. Kırgızistan Gümrük Birliği'ne katılmak için bir " yol haritası " hazırlıyor ve daha sonra Avrasya Birliğine katılabilir. Tacikistan ise buna hazırlık içindedir.
ABD Moskova’nın eski Sovyet cumhuriyetlerini "tek çatı altında " monte etmesini beklemiyordu. ABD'li diplomat Alma - Ata'da açıkça ABD böyle “acemi ittifakları” desteklemediğini bildirdi. Ona göre, dünya küreselleşmekte ve daha fazla ülkeler çok yönlü politikaları benimsiyor ". ABD’lı diplomatın Alma – Ata’dan ayrılmasından sonra Avrasya birliği karşıtı toplantını düzenlenmesi tesadüf olmasa gerekir. Toplantıda konuşan kazak aydın Serikjan Mambetalin “biz Rusya ile entegre olamayız. O halde yarın Rusya'ya bakmaksızın Çin, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve diğer bölgesel güçlerle ile ilişkilerde kendi politikamızı geliştirmek mümkün olmayacak ", dedi.
Kırgızistan’da Nişe Bisval yine özellikle Maydan’daki ( yani Kiev merkezindeki Bağımsızlık Meydanı) gelişmelere dikkat çekti. Kırgız uzmanların belirttiğine göre Amerikalı diplomat neredeyse Kırgızistan ve Ukrayna arasında paralellikler kurmaya çalıştı ve Bişkek’e " demokrasiyi güçlendirmek için” destek sözü verdi. Bu dikkat çekicidir ki "Ulusal muhalefet hareketi " lideri Ravshan Dzheyenbekov ile görüşmesi sonrasında Bişkek’te muhalefet mitingi düzenlendi. Olay sırasında gözaltına alınan protestocular toplantıya katılım ve "seyahat, yemek ve Bişkek'te konaklama için” muhalif siyasilerden ücret aldıklarını bildirdiler. Söylentilere göre bu mitingi düzenlemek için muhalefet yaklaşık 300 bin dolar harcadı. Nişe Bisval "Demokrasiyi desteklemenin " yanında ek olarak Kırgızistan’a Rusya’yı baypas ederek CASA - 1000 doğal gaz ulaşım koridoru oluşturmada yardım sözü verdi. CASA -1000 enerji projesi ise Rus - Kırgız Narın elektrik santralı inşaat projesini yok edebilir.
Görüşmelerde " ilginç " projelerinin uygulanması için Orta Asya hükümetlerine yardım sözü de verildi. Örneğin, Astana’da Kazakistan’ın Afganistan'daki durumu istikrara kavuşturmadaki katılımı ve Kazak petrolünü Hindistan'a taşıma projesi konuşuldu. Kazakistan Afganistan'da ABD müdahalesi olmadan da birçok alanda faaliyet göstermektedir. Ancak ABD politikasının amacı Afganistan'da Kazakların ticaret gücünü artırarak, ticaret malları ve finansal imkanları kuzey (Rusya) ve doğudan (Çin) güneye yönlendirmektir. Orta Asya ve Orta Doğu uzmanı Alexander Knyazev’e göre bu neredeyse unutulmuş “Büyük Orta Asya" projesini “Yeni İpek Yolu " adında yeniden canlandırmaktan ibarettir. ABD bölgeyi Avrasya entegrasyonundan kurtarmak çabasından vazgeçmiş değildir. Kazak liderlerin Ukrayna olaylarına rağmen böyle entegrasyondan yana olmaları Washington'da tahrişe neden olmaktadır.
Orta Asya’daki enerji ihracatını yeniden yönlendirilme meselesi aslında bu ihracatın Çin’e durdurulmasını içermektedir. "Kazak - Hint petrol ihracat projesi yirmi yıl boyunca siyaset ve petrol uzmanları ve iş dünyasınca tartışılmakta olan Trans - Afgan -TAPI ( Türkmenistan - Afganistan - Pakistan - Hindistan) doğalgaz boru hattı projesine ilavedir. Knyazev’e göre yakın gelecekte Afganistan’da gaz, petrol, elektrik taşıma projeleri ya da demiryolları inşaatı yapmak hayalden ibarettir. 5 Nisan'da gerekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından Afganistan'da durum daha da kötü olabilir. Seçimler yapıldı, ama yarışın galibi ilan edilemedi. Başkanlık yarışında Abdullah Abdullah’ın yüzde 44.4 ve Eşref Ghani Ahmadzai ise oyların yüzde 33.2 aldığı bildirildi.
Acdar Kurtova’a göre seçimleri kazanan lider Afganistan'da yıllar devamında oluşan sorunlarla uğraşmak mecburiyetinde kalacak. Afganistan bu sorunların bazılarını çözme imkânlarına sahip değildir. Bu imkânlar (dış yardım anlamında) gittikçe azalacaktır. Bu da halkın hoşnutsuzluğunu artıracak. Bu da Afganistan'daki merkezi hükümetin istikrarı sağlayamayacağı anlamını taşır. İsyancı grupların kendi içindeki etnik çeşitlilikten dolayı Orta Asya’da bazı planları olabilir. Dolaysıyla bölgenin kargaşaya sürüklenmesi söz konusudur ve bu manada en savunmasız ülke Kırgızistan’dır.
Çoğu uzmanlara göre Rusya'nın bölgedeki etkisini azaltmak isteyen Batı Kazakistan ve Kırgızistan'da muhalefeti etkinliğe teşvik edebilir. Kırgızistan'da Batı hibesi ile geçinen STK lar Rusya yanlısı entegrasyonlara karşı propaganda yürütmektedirler. Ukrayna' deki olaylar ile bağlantılı olarak Batı bu yöndeki çabalarını artıracaktır.
Kaynak: http://journal-neo.org
Dünya Bülteni için çeviren: Abdurrahman CEYHAN