İmparatorluk karşıtı rapor; kıyametten önce bilmeye ihtiyaç duyduğunuz bazı şeyler ABD muhalif bir medyaya sahip midir?
ABD"nin muhalif bir medyası var mıdır? Soğuk savaş sırasında Sovyetler Birliği"ne giden bir Amerikan gazeteci veya ziyaretçi eğer kiliseleri insanlarla dolmuş bir şekilde gördüğünü rapor etseydi bu insanların komünizmi reddettiklerinin ve ondan kaçtıklarının bir işareti olarak görülürdü. Eğer haberde kiliselerin boş olduğu bildirilmişse bu açıkça dinin baskı altında olduğunun bir kanıtı olurdu. Eğer tüketim malları az ise bu komünist sistemin bir başarısızlığı olarak görülürdü. Eğer tüketim malları çok bolsa bu; Sovyetler Birliği"nde otoritelerin vatandaşları isteklerinden vazgeçirmek için teşvik olarak bunu kullandıkları spekülasyonlarına hız verirdi.
Bu düşünüş biçiminin Venezuela ile tutumunu hatırlatmak isterim. Muhafazakâr, komünist karşıtı Amerikan zihni olabilecek en kötü bakışla Washington'un en yeni karalamalarıyla ilgili şeyleri görüyor (bir dereceye kadar böyle düşünmede samimi bile olabilirler). Eğer Chavez fakir halk yığınları için eğitimi ulaşılabilir düzeye getirmişse bu muhtemelen onları doktrine kazandırmayla ilgilidir. Eğer Chavez fakir insanları muayene etmeleri için büyük bir grup Kübalı doktoru Venezula"ya davet etmişse bu; Latin Amerika"da, Bolivya başkanı Evo Morales"in de dâhil olduğu yeni ve gelişen komünist bir entrikanın işaretidir. Eğer Chavez tekrarlanan demokratik seçimleri yeniden kazanmışsa
Eski savunma bakanı Donald Rumsfeld"in bununla ilgili açıklaması şöyle: Yani Venezuela"da çok fazla petrol parası olan bir Chavez var. O Adolf Hitler"in legal olarak seçildiği gibi seçilen bir adamdır, seçildikten sonra gücü ele aldı ve şimdi Fidel Castro ve Bay Morales ve diğerleri ile yakın bir işbirliği içinde çalışmaktadır. (1)
Bu zihin kurgusunun son manifestosu; Venezuela hükümetinin özel bir yayın ağı olan RCTV (Amerika vatandaşı William Henry Phelps"in sahibi olduğu Venezuela yayın ağı) lisansını yenilememesini lanetlemesiydi. Bu; Amerikan hükümeti, medyası ve bütün diğer sağcı insanlar tarafından ifade özgürlüğünün sınırlandırılması olarak sunuldu fakat onların hepsi lisansın yenilenmesinin asıl nedeninin, RCTV"nin 2002"de Chavez"i deviren darbeye verdiği tam destek olduğunu çok iyi biliyorlar. Eğer ABD"de başarılı bir askeri darbe olsaydı ve bir TV kanalı başkanın devrilmesini (ve darbenin anayasayı askıya aldığı gibi kongreyi ve anayasa mahkemesini dağıtmasını) alkışlasaydı ve sonra kitle gösterileri eşliğinde diğer askeri güçler tarafından darbe ters yüz edilseydi ve aynı TV kanalı, karşı darbeye destek vermekten kaçınırken bunu hiçbir şekilde haber yapmasaydı ve başkanın kendi rızasıyla görevi bıraktığını haber olarak vermeye devam etseydi
Tekrar gücü ele geçiren Amerikan hükümetinin kanalı kapatmasından, yöneticilerini tutuklamasından, teröristlerin yargılandığı yarım düzine kanunla onları yargılayıp prangalar ve portakal rengi tulumlara bir daha görünmeyecekleri şekilde sokmasından önce ne kadar beklerdi acaba? Ne kadar? Beş dakika? Venezuela hükümeti beş yıl bekledi, kanalın lisans süresi dolana kadar. Ve hiçbir yönetici tutuklanmadı. Ve RCTV hala kablolu ve uydu yayınlarına serbestçe devam ediyor. Dünyada bu kadar hoşgörülü olacak başka bir ülke var mıdır? (2)
Venezuela"daki medyanın ABD"deki medyadan çok daha özgür olduğu rahatlıkla söylenebilir. Kimse ABD"de net bir şekilde ABD dış politikasına muhalefet eden bir tek gazetenin adını söyleyebilir mi? ABD"de Birleşik Devletler in dış politikasına muhalefet eden bir tek TV ağının adı söylenebilir mi? ABD"nin bütününde muhalif medya markasını hak etmiş bir tek gazete veya TV kanalı var mı? Venezuela çok fazla muhalif medyaya sahiptir.
Düşündüğünüz Her Şeye İnanmayın! eğer demokratların kontrolündeki Kongre, Bush yönetimini Irak"tan bir çekilme takvimi ile birlikte savaşa kaynak fonunu kabul etmeye zorlasaydı tasarı Bush"un vetosunu aşamayacaktı. Bu çaba sadece takvimsiz bir Irak savaşı harcama önergesinin gelmeyeceğini garanti edebilir. Kongrenin bütün harcamalara onay vermesiyle ilgili anayasal gerekliliği göz önüne alırsak Bush savaşa devam etmek için kongrenin onayına ihtiyaç duyuyor. Kongre, Bush"un savaşa onay vermesine ihtiyaç duymuyor.(3)
Mesele; savaşa fon aktarıp aktarmama konuşmalarıyla, Kongre"deki bütün önergelerle ve idiot bir kral tarafından bir kaynak önergesinin vetosuyla birlikte savaşa kaynak aktarma kesilirse gerçek hayatta tam olarak neler olacağı ile ilgili bir açıklamaya girişmek için iyi bir noktadır. Maliye Bakanlığı"ndan veya Yönetim ve Bütçe Ofisi"nden bir muhasebeci veya bir avukat aniden Irak"ta ortaya çıkıp yeşil bölgeye yürüyerek bir düdüğe üfledikten sonra bu savaş kaynak eksikliğinden ertelendi! Lütfen evlerinize gidin şeklinde bir ilanda mı bulunacak. Savaş malzemesi üreticileri (aynı zamanda gülünç bir şekilde savunma üreticileri olarak ta biliniyorlar) borç kredi desteklerini vermeyi red mi ederler? Gelecekte iş yapmayı istemiyorlarsa tabi. Pentagonun silahları, mermileri, tank ve helikopterleri hemen tükenir mi? Bunu nasıl bir şey olurdu? Ellerinde her türlü malzemeden büyük miktarlarda mutlaka vardır çünkü onlar demokrasi ve özgürlük ihtiyacı içindeki uzak herhangi bir ülkeye her an özgürlük ve demokrasi getirme ihtiyacı duyabilirler. Mutlaka ellerinde büyük miktarlarda para vardır. Ve onları, parayı bir hesaptan başka bir hesaba aktarmaktan kim alıkoyabilir? Bu yönetimin, bu serseri çetesinin ellerinin bağlanmasına izin vereceklerine inanan biri var mı?
1984"te Kongre, kontra olarak bilinen sevimli, tecavüzcüişkenceci çetenin desteklenmesiyle Reagan yönetiminin Nikaragua"daki savaşı için fonu kesti. Peki, yönetim ne yaptı? Yerel kaynaklardan, devasa narkotik trafiğinden bunlara fon aktığı gibi Suudi Arabistan, Tayvan, Güney Kore, ırkçı Güney Afrika ve İsrail gibi yabancı hükümetler üzerinden gizlice para ve silah sevkiyatını arttırdı. Bushevikler (Bolşeviklerden mülhem Bushçular) en azından bu kadarını beceremezler mi? Halliburton, Bechtel ve Lockheed"ın her biri tek başına savaşı finanse edebilir.
İnsanoğlunun üzerindeki leke gitmiyor, Amerikan Tıp Derneği"nin bir dergisi olan Archives of General Psychiatry adlı derginin Mart sayısındaki 1990"larda eski Yoguslavya"daki çatışmalarda canlı olarak çıkan insanlarla yapılan yüzlerce mülakat temelindeki bir rapor şu sonuca varıyor: Saldırgan sorgulama teknikleri veya aralarında temel ihtiyaclardan yoksunluğun, zıt çevre şartlarına fiziksel olarak muhatap kılınmanın, stres durumlarına maruz bırakmanın, başına bir şeyler geçirmenin veya gözlerini kapatmanın, izole etmenin, çıplak bırakmanın, tehditlerin, aşağılayıcı davranışın ve diğer psikolojik düzenbazlıkların olduğu tutuklama prosedürleri ile travmatik stresin mekanizmalarını ve onların uzun süren travmatik etkilerinin temelini oluşturarak sebep oldukları ruhsal acının boyutuyla ilgili olan fiziksel işkence arasında temelde çok farklı görünmemektedir.
Rapor bu bulguların sık sık uluslar arası sözleşmeler ve bildirgelerle kullanıldığı üzre işkence ve diğer vahşi, insanlık dışı ve haysiyet kırıcı davranış arasındaki farkı desteklemediğini ekliyor (tırnak içindeki ifade Evrensel İnsan Hakları Deklarasyonu"undan alınan bir deyim). Bu sözleşmeler her ne kadar bu iki hareket türünü yasaklasalarda rapor yine de böyle bir ayrım; vahşi, insanlık dışı ve haysiyet kırıcı davranışın daha az zarara sebep olduğu ve bu yüzden olağan üstü durumlarda kullanılmasına izin verilebilir şeklindeki yanlış anlayışa destek verdiği şeklinde bir açıklamada bulunuyor. (4)
Bu sonuçlar; George W. tarafından ilan edilmiş yaygın bir şekilde bilinen bildirgelerle çatışmaktadırlar, Pentagon ve diğerleri, biz işkence etmeyiz diyorlar. Onlar dünyanın psikolojik işkencenin işkence olmadığına inandığını düşünüyorlar; onlar buna rağmen fiziksel işkenceyi de yapıyorlar tabiî ki ve bu işkenceler tutukluların ölümüne kadar giden birçok duruma öncülük ettiler. (İngiliz yüksek mahkemesinin hâkimi Andrew Collins: Amerika"nın neyin işkence olduğu ile ilgili düşüncesi bizimkine benzemiyor ve medenileşmiş birçok toplumun anlayışı ile de uyuşmuyor görünüyor diyor. (15)
Bununla birlikte derginin raporunun sonuçları; birçok insanı öldürecek olan bir bomba patlatılacak ve bunun yerini sadece tutsağınız biliyor. Bilgiyi almak için ona işkence etmek uygun mudur? sorusunu sormayı seven Harvard Hukuk Bölümü profesörü Alan Dershowitz gibi insanların argümanlarına zıt düşmemektedir.
İnsanoğlu yüzyıllardan beridir kötü davranışlarını uysallaştırmak için mücadele ediyor; bu listede kendini işkencenin ızdırabından kurtarma çabası bayağı yüksek bir sırayı işgal ediyor. Sonunda BM Genel Kurulu tarafından 1984"te oluşturulan İşkence ve Diğer Vahşi, İnsanlık Dışı veya Haysiyet Kırıcı Davranış veya Cezalandırma"ya karşı sözleşme tasarısı ile birlikte ilk tarihi adım atıldı (1987"de yürürlüğe girdi, 1994"te ABD tarafından onaylandı). Sözleşmenin 2. maddesinin 2. bölümü şöyle: bir savaş veya bir savaş tehtidi, iç politik istikrarsızlık veya başka herhangi bir genel buhran durumu v.b her ne olursa olsun bunlar işkenceyi haklılaştırma için birer bahane olarak kullanılamaz.
İnsanlıktan gurur duymayı gittikçe zorlaştıran bir dünya için bir tek standart koymak için böyle mucizevî açıklık, sarihlik ve ilkesel dil. Geri çekilemeyiz. Eğer işkence bir olasılık olarak tartışılmaya başlarsa realiteye dönüşecektir. Eğer bu gün hayati bir bilgiye sahip birine işkence etmek kabul edilirse, o bilgiye sahip olanınfarazi de olsaonun kadarını bilebilme ihtimali bulunan arkadaşına işkence etmekte kabul edilebilir olacaktır. Sadece kısa bir süreliğine ulusal krizlere veya daha başka yüksek amaçlara hizmet etmesi için köleliğe izin verecek miyiz?
"Kişisel olarak güvenliğim için birilerinin işkence görmesindense ölmeyi tercih ederim.-Craig Murray, 2003"te Özbekistan rejimini sistematik işkence kullandığından dolayı açıkça lanetlediğinden işini kaybeden İngiltere"nin eski Özbekistan büyükelçisi. (6)
Eğer işkenceye kapı aralarsanız karanlık çağların soğuk havası bütün odayı doldurur.
Bir soğuk savaş katılımcısının korkulu rüyası Jack Kubisch 7 Mayıs"ta Kuzey Karolina"da öldü. Muhtemelen adını hiç duymadınız. Meksika, Fransa ve Brezilya"da görev yapan ve Yunanistan"da da büyükelçi olarak hizmet eden bir Dışişler Yabancılar Servisi yetkilisiydi. Demokratik bir şekilde seçilmiş Salvador Allende"nin sosyalist hükümetini deviren Şili"deki 11 Eylül 1973 askeri darbesi zamanında Latin Amerika ile ilgilenen dışişleri bakan yardımcısıydı.
Darbenin ardından Kubisch ABD"nin darbeye katıldığı şeklindeki suçlamalar tarafından ciddi bir şekilde baskı gördü. O Şili"de askeri bir darbe bizim çıkarlarımız arasında değildir diyerek bu suçlamalara karşı direndi. Allende ulusu ve bütün Şili halkını toplam bir yıkıma götürerek iktidar döneminin tümünü başkanlıkta geçirseydi daha iyi olurdu. Ondan sonra sosyalizmin güvenilmezliği tamamen açığa çıkardı. Ondan sonra insanlar sosyalizmin işlemediği mesajını açık bir şekilde alabilirlerdi. Darbe bu dersin alınmasını engelemiştir. (7)
Yukarıdaki sözleri bir daha okuyunuz. Yüksek rütbeli bir Amerikan yetkilisi tarafından alenen kabul edilen, her zaman göremeyeceğiniz bir şekilde ABD dış politikasının ideolojik temellerinin açık ve kısa bir tasviridir bu açıklamalar. Olay için tamamen yalan üzerine kurulmuş olmasına rağmenAllende nin Şili"yi yıkıma götürüyor olduğu tamamen yalandırKubisch'inin sözleri ABD dış politikasının temel amacını açıkça ifade etmektedir: kapitalist modele alternatif olabilecek bir modele başarıyla hizmet edebilecek herhangi bir toplumun yükselişini engellemek. Pek çok gelişmemiş ülke Soğuk Savaş esnasında bu tarz özlemlere sahip olduklarından Washington tarafından şiddetle cezalandırıldılar; Küba hala; böyle bir amaca ulaşmaktan çok toplam bir yıkımdan acı çeken toplumların en iyisidir.
Washington gerçek bağımsızlık isteği dışında üçüncü dünyanın herhangi bir sapkınlığını (!) bilmiyor. Salvador Allende olayında bağımsızlık özellikle provokatif bir kostüme bürünmüştüanayasaya değer vermeye devam eden bir Marksist anayasal kurallara uygun bir şekilde seçilmişti. Böyle olmayacaktı. Bu, üzerinde komünist karşıtı kulelerin inşa edildiği yapının bütün taşlarını titretti: adamakıllı bir şekilde yıllardır yerleştirilen; komünistler gücü sadece zorla ve hile ile ele geçirebilirler ve burada da ancak halkı korkutarak ve beyinleri yıkayarak kalabilirler şeklindeki doktrin sallantıdaydı. Washington ideologları için gücü elinde tutan bir marksisten daha kötü bir tek şey olabilirdigücü seçimle ele geçiren bir Marksist.
Bazen düşünüldüğünde; aptallığın, yalancılığın, ikiyüzlülüğün, karamsarlığın, vahşiliğin ve küstahlığın hiç bu gün olduğu kadar kötü olmadığını düşünüyor insan
Aşağıda George H.W. Bush"un Mayıs 29 1991"de ABD Hava Kuvvetleri Akademisi"nde yaptığı konuşma:
"Ortadoğu"da silahların çoğalma tehlikesinin aciliyeti dünyanın başka hiçbir yerinde yoktur. Bölgedeki ve başka yerlerdeki hükümetlerle gereksiz ve istikrarsızlık unsuru silahların üretimini nasıl yavaşlatıp sonra işleyişi tersine çevirebiliriz diye yaptığımız görüşmelerden sonra ben bu gün bir Ortadoğu silah kontrol insiyatifi öneriyorum. Bu insiyatif konvansiyonel silah ihracatları için destekçi rehberler sunacak; kitle imha silahlarının üretimine katkıda bulunabilecek ihracatları engelleyecek; bölgede karadan karaya füzeleri için şimdilik bir dondurma sonrasında bir yasaklama getirecek ve nükleer silah materyali üretimini yasaklayacaktır.
Ertesi gün (yani 30 Mayıs 1991"de) savunma bakanı Dick Cheney (kendisine herne olduysa?) ABD"nin 65 milyon dolar değerinde ABD savaş uçağı ve yeni bir İsrail füze programını destekleyeceğini ilan etti. (8)
Aynı konuşmada baba Bush çölde geçen uzun zamandan dolayı bezmiş olan görevli kadın ve erkeklerimiz şimdi acı çekmiş Kürtlere yardım ediyor beyanında bulundu. Gerçek şuydu Körfez Savaşı"ndan sonra Saddam Hüseyin"e karşı olası bir Kürt isyanını boğmak için elinden geleni yaptı. Bush"un yönetimi tarafından; Washington uzun süre icra edilen demokratik özgürleştirici rolü bağlamında Kürtler ve Şiiler böyle bir isyana açıkça teşvik edildiler; fakat olay soğuduğunda ABD"nin müttefiki Türkiye"nin burnunun dibinde otonom bir Kürt bölgesi veya Suudi müttefiklerinin sınırlarında bir Irak-İran-Şii ittifakının görünümü başarılı isyanların ABD için nahoş görünmelerini sağladı. Dolayısıyla Kürtler ve Şiiler Körfez Savaşı"ndan kaderlerine terk edildiler. Fakat bu bir iştir.
Konuşmasında saniyeler sonra baba Bush aşağıdaki kelimelerin dudaklarından dökülmesi için kendini zorlamada başarılı oldu: "Ulusların takip ettikleri yönler dikte etmiyoruz.
"Son kral, son rahibin bağırsakları ile boğulmazsa insanoğlu asla özgür olamayacaktır. Denis Diderot 18. yy. Fransız bir filozof ve yazar Christopher Hitchens tanrı BÜYÜK değildir adlı yeni bir kitap çıkardı piyasaya. Kitap yüzyıllar boyunca farklı dinler tarafından tanrı adına yapılmış birçok korkunç şeyin fazlalıkta laik dünya tarafından yapılan korkunç şeylere uzak olduğunu öne sürüyor. Kutsal dehşetler tabiî ki belki de eskiden olduğundan daha kötü bir şekilde bugün de devam ediyor. Eğer liderler ve Lübnan"a, Pakistan"a, ABD"ye, İsrail"e, Filistin"e, Afganistan"a, Somali"ye ve daha başka bazı ülkelere lider olmak isteyenler laik hümanistler olsalardı fakir yaşlı dünyamız başka bir gezegen cehannemi gibi görünmeyecekti. Organize din sorumlu olduğu çok şeye sahiptir.
Kitabın genel temasıyla özel bir sorunum yok. Fakat onun bir eleştirisini ilk kez okuduğumda Hitchens"ın Saddam Hüseyin"e ve onun Irak"taki laik hükümetine nasıl değindiğini merak ettim. Kitapta gerçekten kötü karakter olan bir adam vardı fakat bu asla dindar bir fanatik değildi. Irak"a karşı Amerikan savaşının coşkulu bir destekçisi olduğundan Hitchens için oluşturulmuş problem; Birleşik Devletler"in Irak"ta laik bir devleti yıktığı nosyonunu dağıtmak zorunda kalmasıydı. Bununla birlikte Hitchens basit fakat zarif bir çözümle her iki probleme cevap bulduSaddam ve rejimini dindar yaptı! Hitchens şöyle yazıyor, Saddam bütün hâkimiyet dönemini
Bir dindarlık ve cihat anlayışıyla sürdürmüştü, onun rejimini "laik" olarak görenler kendilerini aldatanlardır. (9)
Şu an Irak"ın pek çok bölgesinde bir arada bulundukları için genç erkek ve kadınlara karşı, giyimleri, müzikleri v.b. için uygulanmasının korkunç hikâyeleri ile birlikte dayatılan İslami şeriat hukuku var. Çok ciddi saldırılardan muzdarip Asurî Hıristiyanlarının da aralarında bulundu din temelli namus cinayetine kurban giden ailelerin sayısı fırladı. Şiilerin ve Sünnilerin birbirleriyle evlendikleri ve Müslümanların ve ne Yahudilerin ne de hıristiyanların diğer Müslümanların korkusundan Irak"tan kaçma ihtiyacı duymadıkları Saddam Hüseyin zamanında bu tür şeyler çok nadirdi. (iktidarının son yılında daha önce konuşmadığı kadar dini terimlerle konuştu fakat bu Washington"un teröre karşı savaşıyla Ortadoğu"nun başka yerlerinde olduğu gibi Irak"ta da yükselen kızgınlığa sus payı vermekten fazla bir şey gibi görünmüyordu.)
Bu sonra Hitchens'ın oh ne sevimli bir savaş kavramını doğurdu. Onun gibi bir insan için ironi eğer inkârla kurtarılmasaydı katlanılmaz olabilirdi.
Hüseyin"in Irak"ının sadece çok dindar bir halef tarafından idare edilen ve ABD tarafından devrilen seküler bir hükümet olmadığı dikkatlerden kaçmayacaktır. 1980"lerde ve 90"lı yılların başlarında Afganistan"da ABD kendisinden Taliban"ın çıktığı İslamcı fundamantalistlerin idare ettiği komünist hükümeti yıkma planı yaptı.
Emperyalist ve kapitalist fundamantalistler aynı zamanda cevap vermek için çok fazla şeye sahipler.
"kutsananlar barışı oluşturanlardır
Her ne kadar FBI onları kapsamlı bir şekilde yönlendirsede. Ve şişman dosyaları doldursalar da. Bu dosyaların çoğunubarış oluşturanlar ve diğerleriFBI"ın okuma odasında okuyabilirsiniz.
Bunların arasında kimlerin dosyaları var: The Beatles (bir İngiliz müzik grubu), Bertolt Brecht, Steve Allen, the ACLU (Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği), Ty Cobb, Amerikan Arkadaşlar Hizmet Komitesi, Lucille Ball, the Pacifica Vakfı, Cole Porter, Elvis Presley, Carl Sagan, Charles Schulz, Frank Sinatra, Mickey Mantle, Groucho Marx, HL Mencken, NAACP(Afro-Amerikalıların hakları için kurulmuş Renkli İnsanların Ulusal Gelişim Derneği), Ian Fleming, Vincent Foster, Jefferson Airplane (San Fransisco"lu bir rock müziği grubu ), Janis Joplin, Henry Wallace, Weatherman Underground (radikal sol bir örgüt), ve FBI"nın Terörist Fotoğraf Albümü (1973-89) gibi daha başka yüzlerceci isim.
Onun kirli kariyerini bildikten sonra FBI binası adını niye hala (FBI"yı bu günkü modern işleyişine kavuşturan ve 1924"ten 1972"ye yani ölümüne kadar FBI yöneticiliği yapmış) J. Edgar Hoover"dan alıyor?
Notlar
[1] Associated Press , Şubat 4, 2006
[2] Detaylar için bkz.: Bart Jones"ın Los Angeles Times"daki makalesine Mayıs 30, 2007;
[3] Haberde Doğruluk ve Titizlik (fair) Haziran 1, 2007
[4] 5 Mart 2007 tarihli bir basın bülteninden.
[5] The Guardian (Londra), Şubat 17, 2006
[6] Bush yönetimi tarafından insanlığa karşı işlenmiş suçlarla ilgili araştırma yapan Uluslar arası Soruşturma Komisyonu önündeki tanıklık, 21 Ocak Celsesi, 2006, New York
[7] Washington Post, Ekim 21, 1973
[8] Los Angeles Times, Mayıs 31, 1991
[9] "tanrı BÜYÜK değildir: Din her şeyi nasıl zehirliyor, s 25
William Blum; Öldürme Umudu: II. Dünya Savaşı"ndan Beri ABD Ordusu ve CIA"nın Müdahaleleri, Serseri Devletler: Dünyanın Tek Süpergücüİçin Bir Rehber, Batı Bloğu İhtilafı: Bir Soğuk Savaş Hatırası, Ölüm İçin Dünyayı Özgürleştirme: Amerikan İmparatorluğu Üzerine Denemeler adlı kitapların yazarıdır. Kitap özetleri adlı sitede okunabilir ayrıca imzalı nüshaları burada satılmaktadır.