Libya lideri Muammer Kaddafi'nin merhametsizliği ve iktidarı bırakmayı reddetmesi, Libya'ya masumların hayatından çok daha fazlasına mal oluyor. Ülke artık, gelecekte bağımsızlık ve egemenliği de kaybetme ihtimaliyle karşı karşıya. Libya'daki ayaklanma, ilk günlerden itibaren diğer Arap ülkelerindekinden farklı bir mecrada ilerledi. Bu, ABD ve Batılı müttefiklerine, ilerde meşakkatli ve daha kanlı olacağı görülen ihtilaf konusunda konumlarını yavaş fakat güvenli bir şekilde yeniden belirlemeleri için fırsat penceresi açtı.
Cumhuriyetçi Senatör John McCain'in 22 nisanda Bingazi'yi ziyareti, CNN tarafından Libya'daki isyancılar için "büyük bir moral takviye" olarak tanımlandı. Onun ziyareti, ABD'nin Libya'ya insansız hava araçları gönderme ve dolayısıyla Amerika'nın savaşta daha fazla rol alacağını gösteren kararından sonra oldu. McCain'a göre bu araçlar yeterli değil, "önemli derecedeki çıkmaz"ın aşılması için daha fazlası gerekiyor. Bingazi'yi de "özgür Libya'nın nasıl olabileceğinin güçlü ve ümit verici örneği" olarak tarif etti.
Aynı habere göre, Amerikalı senatör, Geçici Ulusal Konsey üyeleriyle görüşürken küçük bir grup, "Teşekkür ederiz John McCain! Teşekkür ederiz Obama... Teşekkür ederiz Amerika! Özgürlüğe ihtiyacımız var! Kaddafi defol" şeklinde sloganlar attı.
ABD’nin, siyasi ve askeri olarak kısa bir tereddüt döneminden sonra, Libya savaşına müdahil olma seviyesini arttırmakta olduğuna dair çok sayıda emare var. Zayıf silahlı isyancılarla Kaddafi kuvvetleri arasındaki adaletsiz savaşta yaşanan çıkmazla ilgili olarak çok sayıdaki görüşmeyle mevcut ilgisizliğin önüne geçildi. Araplardan anlamlı bir eylem olmaması, NATO’nun da gevşek bir askeri müdahaleyi seçmesiyle büyük ölçüde etkisiz olunurken ABD şimdi “bir şeyler yapmaya” zorlanıyor.
Tabii Washington’daki son derece değişken siyasi dönemde “bir şey yapmak” zor bir iştir. Yanlış hesaplar, seçim kazanma ya da kaybetmede belirleyici etkenler olabileceği için Obama Yönetimi, kartlarını doğru oynamaya gayret ediyor ve Libya’daki müdahalede daha somut adımlar atarken bunu büyük bir ihtiyatla yapıyor. Açık olan, müdahalenin öncekinden daha görünür olacağıdır.
McCain’in ziyareti, sadece siyasi kıdeminden dolayı değil, kendisinin eski “savaş kahramanı” statüsünden dolayı da önemlidir. Washington’da askerlere siyasetçilerden daha fazla güvenilir. O, Libya’da daha büyük Amerikan müdahalesini başlatırken Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen da Bağdat’ta sözleriyle buna katkı yapıyordu. Ziyareti sırasında askerlerine, Libya’da durumun “kesinlikle çıkmaza doğru gittiğini” söyledi. Reuters’e göre, “Kaddafi gitmeli… (koalisyon harekatı) o gidinceye kadar bastırmaya devam edecek” dedi. (Washington Post, 22 Nisan).
Kaddafi’nin sivillere acımasız muamelesi, onların korunmalarını ülkedeki isyancılar için birinci öncelik haline getirdi. Bingazi’deki isyancıların sözcüsü Abdul Hafidh Ghoda, El Cezire’ye, “Kuşku yok ki, (ABD’nin insansız uçak gönderme kararı) sivillerin korunmasına yarayacak. Amerikan yönetiminin bu adımını memnuniyetle karşıladık” diye konuştu.
Kaddafi'nin kara kuvvetlerinin "yüzde 30'la 40 kadarı" (Mullen'in tahminine göre) tahrip edilmesine rağmen sivillerin korunmasına yönelik çok az bir başarı elde edilince Obama Yönetimi'nden başka adımlar atması bekleniyor.
Şimdi, müdahalecilik ve ABD tarzı demokrasiye yönelik rejim değişikliği için, daha önce sessizlikle karşılanan coşkulu çağrılara şahitlik ediyoruz. Libya, belirgin şekilde Washington radarları altına girmemiş olabilir fakat kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor.
Gelişmeler Başkan Obama'yı, daha önce ABD'nin gayesinin Libya'da rejim değişikliği yapmak olmadığına dair iddiaları gözden geçirmeye zorlayabilir. Obama 29 martta televizyonda yayımlanan konuşmasında, "Biz Kaddafi'yi kuvvet kullanarak devirmeye çalışırsak koalisyonumuz dağılır. Bizim, bu görevi başarmak için karaya ABD askerleri yerleştirmemiz ya da havadan bombardımanlarla çok sayıda sivilin hayatını tehlikeye atmamız gerekebilir" demişti.
Fakat bu kez, bir çıkmaz hali de Libya'nın dağılmasıyla sonuçlanabilir. ABD ve müttefikleri ya bölünmüş bir Libya'yı kabul edecekler ve gerçekleştiğinde bundan faydalanacaklar ya da çıkmazın ortadan kaldırılması için müdahalelerini arttıracaklar. İkincisini seçerlerse zaten askeri görev seviyesini arttırmayı destekleyecek çok söylem var. Obama, "Bazı ülkeler, diğer ülkelerde yapılan canavarlıklara gözlerini kapatabilirler. Ama ABD farklıdır. Ve başkan olarak ben, harekete geçmek için katliam ve toplu mezar görüntülerini beklemeyi reddediyorum" diye konuştu.
ABD'nin Kaddafi'ye karşı zafer kazanması, Obama'nın son zamanlarda düşen itibarını arttırmak için, 2012 başkanlık seçimleri öncesinde tam zamanında gelen bir fırsat olarak görülebilir. Fakat tarih, siyasi ve askeri küstahlıkların yüksek bedellerinin olduğunu defalarca kez göstermiştir. Obama kendisi de bunu Irak'ta kabul etti: "Rejim değişikliği 8 sene sürdü, binlerce Amerikalı ve Iraklının hayatıyla yaklaşık 1 trilyon dolara mal oldu. Bu, Libya'da tekrarlamayı göze alabileceğimiz bir şey değildir."
ABD, Irak'taki askeri yağmalamadan bu yana, "dostça olmayan” ülkeleri istikrarsızlaştırmak için daha yumuşak ve giderek gizli metodlara başvuruyor. Son Wikileaks belgeleri, Suriye'nin de hep hedef ülkelerden biri olarak belirlendiğini gösterdi. Libya, ABD'nin son dış politika tahminlerinden çok sağlam ve bir şekilde çok uzak göründü. Buna rağmen, ülkede devam etmekte olan şiddet ve askeri çıkmazın uzun vadedeki yansımaları olacağı korkusu tüm bunları değiştirebilir.
Washington'da tavır değişiklikleri çok çabuk ve çok sık meydana gelir. Siyasi fırsatçılar, bir meydan okumanın nasıl fırsata, fırsatın da topyekun savaşa dönüştürülebileceğini iyi bilirler.
Kaynak: Middle East Online
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas