Savunma Bakanı Gates'in 'yumuşak güce daha çok kaynak ayırma' çağrısı, Amerikan Dışişleri'nin göz ardı ettiği bir soruna işaret etti. Soğuk Savaş'tan beri her tür ihtilafta, dışişleri Pentagon'un öne çıkmasına izin veriyor
Geçen hafta bir adam bir köpeği ısırdı. Söz konusu olan herhangi bir adam veya herhangi bir köpek değil. ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Amerika'nın Pentagon'a yaptığı yıllık yatırımla -yaklaşık 700 milyar dolar- Dışişleri Bakanlığı'na harcanan miktar -35 milyar dolar- arasındaki büyük orantısızlığı eleştirdi. Gates, Kansas'ta yaptığı bir konuşmada, 35 milyar doların Savunma Bakanlığı'nın sağlık harcamalarından düşük olduğunu söyledi. Dışişleri çalışanlarının sayısı da yaklaşık 6 bin 600, ki Gates bunun da bir uçak gemisindeki askeri personelin sayısından daha az olduğunu belirtti. Savunma Bakanı 'ulusal güvenliğin sivil araçlarına -diplomasi, stratejik iletişim, yabancı yardım, ekonomik yeniden inşa ve kalkınmaya- yapılan harcamalarda dramatik bir artış' çağrısı yaparken köpeği ısıran adam olduğunu belli etti. Savunma bakanı aslında, zor olanı teslim ediyordu.
Acheson'la başladı
Amerikan dış politikası önceden görülmemiş bir karmaşa hali yaşıyor. Bol bol rezillik var. Amerika'nın Pakistan'daki adamı tiranlığa doğru yalpalayarak ilerliyor. Washington'ın Rusya'ya karşı hamleleri -NATO'nun genişletilmesinden füze savunma sistemlerine kadar- Moskova'nın paranoyasını ve Vladimir Putin'in KGB içgüdülerini diriltti. Annapolis'te, ABD'nin Ortadoğu diplomasisini yıllardır göz ardı etmiş olmasının etkileri vitrindeydi. Çin, Amerika'nın Darfur'daki soykırıma yanıt verilmesine yönelik etkisiz çabalarını açıkça bertaraf ediyor. İran'ın çatlak lideri Mahmud Ahmedinecad, son istihbarat değişikliği Bush'un İran retoriğini akıl almaz gösterirken bile Bush yönetimiyle dalgasını geçiyordu. Latin Amerika Venezüella Devlet Başkanı Hugo Chavez'i küçümsüyor ama onun Amerikan karşıtı tenkitlerini alkışlıyor. Avrupa küresel ısınma hakkında ABD'den duyduklarına inanamıyor. Amerika dünyanın en güçlüsü ama hiçbir etkiye sahip değil.
Savunma Bakanı sorunu tespit etti: Dış ilişkilerin radikal bir biçimde askerileştirilmesi. Gates yedi başkanın yönetiminde görev yaptı ama sorun çok daha geriye, bundan da öncesine dayanıyor. Savunma Bakanlığı 1947'de kurulduğunda, temel hatalar çoktan yapılmıştı. İronik bir biçimde, askeri gücü diplomasinin önüne koyarak Dışişleri Bakanlığı'nın etkisini azaltmaya yönelik ilk hamle, bakanlığın kendisinden, George Kennan Sovyetler Birliği'yle başa çıkmanın bir yöntemi olarak tarihi 'tecrit' stratejisini önerdiğinde gelmişti. Kennan'ın patronu olan Dışişleri Bakanı Dean Acheson, tecridi tümüyle askeri bir bakışla yorumlamış, Kennan itiraz ettiğinde de görev kapsamını daraltmıştı.
Acheson Pentagon'u ilerletmek için bizzat Savunma Bakanı Louis Johnson'dan daha fazla şey yaptı. Kore'de savaş isteyen ve hidrojen bombasına giden yolun başını çeken Acheson'dı. Kennan bu 'soykırım ve intihar aracı'na karşı çıktığında, Acheson şöyle dedi: "Görüşün bu yöndeyse, Dışişleri'nden istifa etmeli ve Quaker dualarını okumalısın ama bunu dışişleri bakanlığının içinden yapma."
Kennan'ın yerine, bir sonraki nesil boyunca Dışişleri'nde çalışan ve askerileştirmenin savunucusu olan Pail Nitze getirildi. John Foster Dulles ve Henry Kissinger'dan Colin Powell ve Condoleezza Rice'a kadar Savunma Bakanlığı, yumuşak güç yerine 'sert gücü' tercih etmeye Potomac Nehri'nin öbür yakasındaki üniformalı adamlar kadar bağlandı. Amerika bir silah bağımlısı haline geldi ve Moskova'nın yükselişinden düşüşüne, Usame bin Ladin'in açtığı yaradan Saddam Hüseyin'in savurduğu hakaretlere kadar her türlü dış politika meydan okumasına silahlı dövüşkenlikle yanıt verdi.
Uçak gemisi çevreyi koruyabilir mi?
'Ulusal güvenliğin sivil araçları' neredeyse var olmuyormuşçasına azaldı. Pentagon'un 'güç yansıtması'na dair fantezilerindeki kibirde 'delik açıldı' ama bunlar hâlâ 'şişkin'. Gates en azından sorunu tespit ediyor, fakat o bile, ABD'yi bugün gerçekten tehlikeye sokan şeye karşı savunma yapamıyor. Tartışmalı da olsa, bugün ulusal güvenliğin karşısındaki en büyük tehlike, umutsuz derecede yoksullaşmış kişilerle, yaşamak için ihtiyaç duydukları şeylere sahip olanlar arasındaki büyüyen uçurum. Pentagon'un buna ayırdığı bütçe nedir? Çevre sorunları da son derece büyük bir ulusal güvenlik tehdidi teşkil ediyor. Uçak gemilerinin bu konuda nasıl bir yardımı dokunabilir?
Çehresi yavaş yavaş beliren gelecekten dramatik bir örneği ele alalım. ABD uzun zamandır Afrika'da varlık göstermiyor; bu kıtanın sömürgecilik sonrası çöküş, hastalık ve etnik şiddetle başa çıkması için sadece kâğıt üzerinde jestler yapıyor. Fakat Savunma Bakanlığı kısa süre önce Afrika Komutanlığı'nı (AFRICOM) kurduğunda, Amerika'nın etkisini en sonunda burada da hissettireceği belli oldu. Utanç verici bir şekilde bu kurşunun etkisi olacak.
Kaynak: Radikal