ABD, barışı engelleyen bir İsrail hükümetine izin veremez

İsrail'de geçen hafta yapılan seçim ülkeyi zamanda geriye, parlamentonun Filistinlilerle iki devletli çözüm yanlısı olan ve olmayan partiler arasında keskin bir biçimde bölündüğü politik bir döneme döndürdü. 1980'lerde olduğu gibi sağ baskın konumda: Her ne kadar partisi sandıktan merkezci Kadima'dan sonra ikinci çıkmış olsa da, Likud lideri Binyamin Netanyahu başbakan olmak için en fazla şansa sahip isim olarak görünüyor. Netanyahu'nun 1990'lardaki başbakanlığını hatırlayan Amerikalılar (ve şu an Obama yönetiminde o zamanlar Ortadoğu politikası üzerinde çalışmış olan birkaç kişi bulunuyor)

İsrailli liderin Filistinlilerle olan tüm barış görüşmelerini ertelemeye ya da bunların altını oymaya çalışma stratejisini tekrar edip etmeyeceği konusunda endişe duymalı. Netanyahu ayrıca İran'a karşı İsrail ya da Amerikan askeri eylemi için baskı da yapabilir. Hamas'ı 'devirmek' ve Gazze'den 'kökünü kazımak' vaadi de cabası.

Netanyahu, Kadima'yı ve hatta belki seçimlerde aşırı milliyetçi bir partinin ardından dördüncü gelen solcu İşçi Partisi'ni de kapsayan geniş bir hükümet kurmayı umduğunu söyledi. Bu, barış sürecini felç eden ama Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimlerinin yayılmasını durdurmayan 1980'lerdeki İsrail hükümetlerinin taklidi olacaktır. Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'la iki devletli çözüm görüşmelerini sürdürme yanlısı olan Kadima ve İşçi Partisi, Netanyahu liderliğinde bir hükümetin dışında kalmakla akıllıca davranmış olacaktır.

Ortadoğu'da daha aktif diplomasi vaat eden Obama yönetimi, İsrail'in yeni liderleriyle temel anlaşmazlıklara yol açabilecek olan bu hedefe doğru nasıl ilerleyecekleri meselesiyle boğuşmak zorunda kalacak. Bunu yapmanın bir yolu, görevden ayrılmaya hazırlanan İsrail hükümetine Hamas'la bir ateşkes anlaşmasını sonuçlandırması yönünde baskı yapmak.

Mısır'ın geçen hafta çatışmaları 18 aylığına durdurmayı, esir tutulan bir İsrail askerinin ve yüzlerce Filistinli mahkumun serbest bırakılmasını ve Gazze sınır geçişlerinin açılmasını öngören bir anlaşmayı sağlamaya yakın olduğu bildirildi. Böyle bir anlaşma, Netanyahu'nun üstü kapalı söylediği Gazze'ye yönelik yeni bir askeri saldırının önüne geçebilir. Anlaşma ayrıca Hamas'la Abbas arasında tek bir Filistin hükümetini yeniden tesis edecek bir uzlaşmaya da yol açabilir.

İsrail yasadışı yerleşimleri boşaltmak zorunda
Bu anlaşmaların önündeki en büyük engeller İsrail'de değil, Hamas'ın sertlik yanlısı liderliğinin üslendiği Suriye'de.

Obama ABD'yle Suriye arasında diyaloğun yeniden kurulmasını vaat etti; Hamas konusunda işbirliği yönünde bir rica, Şam'ın niyetlerinin anlaşılması konusunda faydalı bir başlangıç sınavı olacaktır. Yönetim, Batı Şeria'daki Filistin Yönetimi'nin ekonomisinin ve güvenlik güçlerinin iyileştirilmesi konusunda yeni İsrail hükümetiyle işbirliği de yapabilir.

Aynı zamanda Obama yönetimi Bush yönetiminin İsrail'in tutumunu tanrı kelamı misali kabul etme pratiğini de benimsememeli. Yeni hükümet bir Filistin devletinin kurulmasına dair görüşmelere sıcak baksın ya da bakmasın, Obama görevi bırakmaya hazırlanan Başbakan Ehud Olmert'le Abbas arasında başlayan sürece devam ederek bu duruma kafa tutmalı. İsrail Batı Şeria'daki yasadışı yerleşimlerini boşaltmak yönünde kendi verdiği sözlerini yerine getirmezse, yönetim İsrail'i sorumlu tutmalı. Ne İsrail ne de ABD, Ortadoğu barışına engel olan bir başka hükümete müsaade edebilir. (Başyazı, 15 Şubat 2009)

Kaynak: Radikal