ABD aynayı kendisine tutsun


ABD Başkanı George W. Bush geçen hafta BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, birçok ülkenin eğilimlerini değerlendirdi. Bush Birmanya'nın yanı sıra, Suriye, İran, Kuzey Kore, Küba, Venezüella, Beyaz Rusya ve Zimbabve'nin adını andı. Bu ülkeler ya teröristti ya dünya barışı için tehlike oluşturuyordu, ya demokratik sistemi lekeliyordu ya da kendilerini Amerikan bakış açısına göre 'haddini bilmez devletler' kılan başka vasıflarla niteleniyordu.
Böylesine delice bir sınıflandırma içinde Bush, bu ülkeleri Amerikan öfkesine 'layık' kılan gerçek sebeplere değinmekten kaçınıyor. Suriye'ye kızılıyor çünkü bu ülke İsrail'in komşusu ve Mısır'la Ürdün'ün aksine İsrail'i tanımıyor. Lübnan da Yahudi devletini kızdırıyor. Bu durum da, Lübnan'ı İsrail'i tanımaktan alıkoyması açısından Şam'a yönelik Amerikan öfkesini artıran bir diğer neden. Bunun yanı sıra, İsrail'e karşı değişmez bir stratejik tavır alan İran şu iki noktada 'yanlış' yaptı: Lübnan direnişi İsrail'e karşı Hizbullah'a destek verdi ve nükleer güce sahip olmaya yönelik çabasını inatla sürdürüyor. Bu durum Ortadoğu bölgesindeki İsrail'i, nükleer tekeline son vermekle tehdit edebilir!


Küba, Venezüella, Kuzey Kore ve Beyaz Rusya'ysa, devlet kontrolü altında sosyalist ekonomik bir yöntem yapılandırıyor.
Bu durum, yabancı şirketlerin ulusal ekonomiyi yağmalamasına imkân vermiyor. Özellikle de başarısı artan Küba ve Venezüella deneyimleri, diğer Latin Amerika ülkelerinde örnek alınacak bir model oluşturabilir. Bu modelden ilham almayı kararlaştıran Bolivya, Nikaragua ve Ekvador'da iktidara son olarak radikal isimler geldi.
ABD'nin Güney Afrika'daki diğer 'düşman' ülkeler safına geçmesinden korktuğu son örnek Zimbabve. Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe ülkedeki beyaz azınlığın arazilerini yerli nüfusa devredilmesi amacıyla devletleştirdi.
Meşru olmayan Amerikan yönlendirmeleri nedeniyle dünya çapında gerginlikler artıyor. Bu yönlendirmeler, değişmez ve yüce bir ilkeden değil, saldırgan eğilime ve çifte standarda dayalı bir tutuma sahip değerlendirmelerden kaynaklanıyor.


(Katar gazetesi Vatan, 29 Eylül 2007)

 

Kaynak: Radikal