AB, Türban, CHP, AK Parti ve Nedim Gürsel

 

Yazının başlığı bir gazete yazısı için biraz uzun oldu, bunun farkındayım, umarım sahife editörü gerekli gördüğüm müsamahayı gösterir.

Dün akşam internet haberlerinden Nedim Gürsel'in son romanı hakkında Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın TCK 216'dan dava açtığı öğrendim, çok şaşırdım ama şaşırdığımdan çok daha fazla da üzüldüm; kişisel olarak da tanıdığım Nedim Gürsel'den çok Türkiye için üzüldüm.

Unutmayalım söz konusu olan sadece bir roman ve bir romanda yazılanlar için TCK 216'da olduğu gibi 'halkın bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine ... kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek, halkın bir kesimini ..... aşağılamak, ......dini değerleri alenen aşağılamak' suçlamalarını öne sürmek dün de komik idi, bugün de çok komik, yarın da çok komik olacak.

Bu davaları açan savcıların dünyaya bakışlarını, eğitimlerini, şartlanmalarını, yetiştikleri ortamları gerçekten çok merak ediyorum.

Umarım davadan bir sonuç çıkmaz ama Gürsel hakkında bir roman nedeniyle dahi olsa bile dava açılmış olması Nedim Gürsel için değil ama açanlar için çok trajik.

***
1990'ların sonlarından beri CHP için düşündüğüm yegane çıkış yolu AB projesini sonuna kadar ve tavizsiz desteklemeleri, türban meselesini de kişisel bir özgürlük alanı olarak algılayıp arkasında durmaları idi; burada AB ve türban konularını sembol olarak kullanıyorum zira AB demek kamusal alanı ilgilendiren her konuyu evrensel tanımıyla benimsemek, türban ise kişisel özgürlük ve özel alanda da bireysel farklılıklara ilişmemek demek.

CHP ise aşağı yukarı benim düşündüğüm bu çerçevenin tam tersini parti politikası olarak benimsedi, AB konularında Sayın Onur Öymen'i ekrana çıkardı, kamusal alanda yerel/ulusal düzenlemeleri ve zihniyeti evrensel düzenlemeler ve zihniyetin önüne taşıdı, türban meselesini de, Anayasa Mahkemesi ile birlikte bir türlü kişisel bir farklılık özgürlüğü ya da isterseniz marjinallik olarak algılayamadı ve böylece de kanımca çağın gereklerinin tam 180 derece tersini benimseyerek siyaseten tükendi.

Adalet ve Kalkınma Partisi için de işler çok kolay değildi ama daha pratik ve pragmatik davranabildiler, AB meselesinde CHP'ye oranla çok daha evrenselci bir tutum benimsediler, kamusal alanda evrensel zihniyeti yerel/ulusal uygulamaların, geleneklerin kısmen de olsa önüne çıkarabildiler (bu görüşe karşı çıkanların 2003-2005 arası yasal, anayasal dönüşümlere bir göz atması yeterli), türban meselesini de daha bireysel bir çerçevede gördüler. En başından beri türban meselesini bir dini gereklilik yerine bireysel özgürlük olarak benimseyebilse idiler bugün binlerce genç kızın mağduriyeti çoktan önlenmiş de olabilirdi diye düşünüyorum.

Yine de AK Parti'nin AB ve türban meselesine yani kamusal alan ve özel alan ayırımına yaklaşımı CHP'ye oranla çok daha çağdaş oldu ve bunun karşılığını da sandıklarda yani yurttaş tercihlerinde gördü; çağımızda siyasi ve ekonomik başarının kriteri özel yaşamda farklılıkların hatta marjinalliklerin önünü kamu düzenini bozmadığı müddetçe açma, kamusal alanda da evrensel kriterlere harfiyen uyma.

***

Şişli Cumhuriyet Savcılığı'nın Nedim Gürsel'in kitabıyla ilgili yaptığı soruşturma ise bu temel ayırım ve anlayışın tam tersi; aslında yargı kurumunun büyük bölümünün meselelere bakışı da kanımca çağın temel belirleyicisi olan kamusal alanda evrenselcilik, özel alanda özgürlük ilkesinin tam aksi istikamette.

Bir ülke düşünün ki, o ülkede reşit genç kızlar üniversite gibi çok önemli bir kamusal kuruma, Anayasa Mahkemesi kararıyla, oldukları gibi giremiyorlar (kamusal alanda mesela üniversitede evrenselcilik başı açık olmak demek değil, özgür olmak demektir) ama aynı ülkenin önemli bir edebiyatçısı yazdığı bir romanla halkın dini değerlerini aşağılamakla suçlanabiliyor.

Her türlü evrensel değerin tersine çevrilebildiği bir dönemden geçiyor Türkiye; AK Parti siyaseten kalıcı ve istikrarlı bir başarı sağlamak istiyorsa bireysel özgürlükleri hem türbanı hem de romanı ve dahi islam tarihini farklı yorumlayan romanı evrensel ölçülerde koruyacak bir geniş düzenlemeyi hayata geçirmek zorunda.

Kaynak: Star