AB olmadı Ortadoğu'ya girelim!

İngilizlerin imparatorluk günlerinden miras kalan protokolleri, devlet geleneği, özellikle kraliyet törenleri ritüelleri ince ayrıntılarla örülmüştür. Hemen hemen tamamı tarihi süreklilik arz etse de bu ayrıntılara asıl rengini veren mütekebbir imparatorluk gücüdür. Britanya bugün eski gücünde değil. Sonuçta üzerinde güneş batmayan bir sömürge imparatorluğundan (imparatorluk tabiri de sömürgecilikle yakından alakalı) küçük bir adaya sığınmış devlet görünümünde.

Ancak İngiliz diplomasisi; devletin gücünün ötesinde bir etki ağı kurmayı, bu güçlülük imajını pekiştirmeyi maharetle gerçekleştirebilmiştir. Bu durum sadece İngilizlerin diplomatik başarılarıyla izah edilemez. İkinci Dünya Savaşı sonunda imparatorluk dağılırken bu süreci çok iyi yönetmesini bilmiş, Fransız tarzı bağımsızlık taleplerine sert direniş göstermek yerine kontrollü dağılmayı başarabilmiştir. Özellikle Ortadoğu'dan çekilirken gerekli düzenlemeleri yaptıkları gibi sömürge sonrası ulusdevletlerde İngiliz etkisinde yönetici bir elit yetiştirip bırakmayı başardılar.

Dünyadaki güç dengesinin Atlantik'ten karşı kıyıya kaymasıyla yükselen Amerikan gücünün zamanla İngiliz etki alanını devralması fazla zaman sürmedi. En son körfezdeki Süveyş krizi bizzat Amerika'nın İngiliz ve Fransız direnişini kırmasıyla sona erdi. DEVAMI>>>