6 noktalık senaryo yazısı iki...

 

Kürt sorunu ve PKK ile ilgili olarak son zamanlarda nereye gitsem, kiminle konuşsam, kulağıma en çok çalınan konu, PKK'nın silah bırakması ve PKK'nın siyaset aracı olarak şiddetten vazgeçmesi ile ilgili.
Ve bunun ilk aşaması olarak da PKK'nın önkoşulsuz ve zaman sınırlaması olmayan ciddi bir ateşkes ilan etmesi...
Bu iki konunun yurt içinde ve dışında değişik odaklarda ele alındığı, bu bakımdan PKK üzerinde baskıların da yoğunlaştığı dikkatimi çekiyor.
Kuzey Irak'ta Barzani ve çevresiyle ya da Bağdat'ta Talabani ve çevresiyle yaptığım sohbetlerde de durum böyleydi.
PKK'nın bir ateşkesle birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri'yle temasa gelmeyecek derinliklere -Irak'ın içleri dahil- çekilmesi, böylece silah bırakma süreci için düğmeye basılması, öyle anlaşılıyor ki, hem Irak Kürt liderliğinin hem de özellikle Amerika'nın gündeminde...
Ankara'da da durum farklı değil.
Sivil olsun, asker olsun iktidar odaklarında PKK'yı dağdan indirmenin yolları üzerinde kafa yoruluyor.
Hükümetin tepelerinde ya da AKP'nin Kürt sorunuyla ilgili çevrelerde de bu konu yakın markaj altında.
Başbakan Erdoğan'la Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Başbuğ'un, değişik bağlamlar içinde de olsa, şu günlerde "silah bırakma" ve "PKK'yı dağdan indirme" konularına değinmiş olmaları da bu çerçevede anlamlıdır.
Bunun gibi, Avrupa Birliği başkentleriyle Washington'da PKK'nın silah bırakması ve DTP'nin PKK ile şiddete mesafe koyması yolunda çağrılar, perde arkasında bir şeylerin pişirilmeye çalışıldığını ister istemez akla getiriyor.
Biliyorum, bu işler kolay değil.
Her an her şey bozulabilir.
Kuzey Irak ve Bağdat'ta yaptığım sekiz günlük gezi dahil, son zamanlarda edindiğim bütün izlenimleri geçen perşembe günü bu köşede 6 noktalık senaryo diye özetlemeye çalışmıştım.
Bu senaryoya göre:
PKK'yı tecrit etmek ve belli bir süreç içinde silah bıraktırıp dağdan indirmek için çok boyutlu bir strateji oluşturulmak isteniyor. Bunun için çok yönlü çabalar var perde arkasında...
Askeri, siyasi, ekonomik, toplumsal ve diplomatik politikalarla hedef küçültmeyi, önce PKK'ya ateşkes ilan ettirip, arkasından zaman içinde dağdan indirmeyi öngören bir çalışma söz konusu...
Elbette bugünden yarına herhangi bir mucize beklentisi yok. Birçok soru işareti kafaları yoruyor. Ama bir ilk adımın çabuk atılması şart.
Bunun da iki ayağı olabilir:
PKK tarafından ciddi bir ateşkes ilanı... Irak Kürt yönetiminin PKK karşısında işi sıkı tuttuğunu gösteren somut uygulamalar...
Bu iki nokta önemli.
Bunların gerçekleşmesi, yeni bir süreci başlatabilir.
Öte yandan DTP'ye gelince...
Partilerin kapatılması ya da dokunulmazlıkların kaldırılması geçmişte bir işe yaramadı. Hatta birçok bakımdan geri tepti.
Fakat Başbakan Erdoğan bir noktada haklı. DTP tercihini yapmak zorunda:
Ya demokratik siyaset...
Ya da silah ve şiddet...
İkisi bir arada olamaz.
Bir elde silah, öbür elde zeytin dalı politikasını bu saatten sonra ve bunca deneyimin ışığında günlük deyişle kimse yemez.
Demokrasilerde buna yer yok!
Türkiye'de kan ve gözyaşının artık durmasını isteyen sağduyu sahip herkes, şiddet ve teröre, silaha kararlılıkla hayır demelidir.

Kaynak: Milliyet