Bağımsızlık sonrası dönemde Özbekistan, siyasal, ekonomik ve toplumsal alanlarda kapsamlı dönüşümler gerçekleştirerek bölgesel ve küresel ölçekte dikkat çeken bir aktör hâline gelmiştir.
Özbekistan özellikle kültür ve diplomasi alanlarında, yumuşak gücünü etkili biçimde kullanmıştır. Bunun sonucu olarak kültürel diplomasi ve barış diplomasisi alanlarında son dönemde önemli başarılar elde etmiştir. UNESCO, TÜRKSOY gibi küresel ve bölgesel kuruluşlarla iş birlikleri, kültür festivalleri ve akademik çalışmalarla kültürel mirasını dünyaya tanıtmıştır. Bu süreçte, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT), Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) gibi çok taraflı platformlar aracılığıyla bölgesel iş birliği ve barışçıl kalkınmaya öncülük etmektedir. Tarihte aydınlanmanın gerçek merkezi Semerkant şehri uluslararası ilişkilerde barış diplomasisinin merkezi haline gelmiştir.
Bu güçlü vizyonun temelinde ise derin bir tarih ve zengin bir kültürel miras yatmaktadır. Harzemşahlar’ın direnişi, Hacegan silsilesinin topluma yön veren ahlaki rehberliği, Emir Timur’un askerî ve siyasî dehası, Şeybani Han’ın devlet kurucu aklı, Alişir Nevai’nin edebî ihtişamı, Babür Şah’ın sanatı ve liderliği ile Ceditçilerin modernleşme ruhu, Özbekistan’ın tarihsel kimliğini şekillendiren başlıca unsurlardır.
Yeni Özbekistan, bu mirası çağdaş bir kalkınma anlayışıyla buluşturmakta; gelenekle yeniliği bir arada yaşatarak, halkının azmiyle istikrarlı bir geleceğe yürümektedir.
Bu anlamlı günde, ata yurdumuz Özbekistan’ın bağımsızlığını kutluyor; güzel Türkistan’ın kalbinden yükselen refah, istikrar ve barış dolu bir gelecek diliyorum.
Bağımsızlığın kutlu olsun, Özbekistan!