Başkanlığının ilk 100 gününde Müslüman bir ülkeye gitme sözünü tutan Obama 24 Nisan'da bir diğer vaadini hatırlamak durumunda kalacak. ABD başkanı Ermeni soykırımını tanıma sözünü yerine getirmezse, bunun Filistinliler dahil olmak üzere başka halklar için bedeli ağır olabilir.
Sözüm ona her şey seçim kampanyasındaki vaatlerle ilgili. Barack Obama görevindeki ilk 100 gününde 'Müslüman bir başkent'te bir konuşma yapma sözü vermemiş miydi? Bunun güvenli, ılımlı bir ülkede gerçekleşmesi lazımdı, ve elbette, liderlerinin Suriye'nin yanı sıra İsrail'le, İran'ın yanı sıra Irak'la konuştuğu, Mustafa Kemal'in laik/İslamcı Türkiyesi'nden daha iyi bir yer olamazdı, değil mi? Fakat Obama ve süvarileri dün gece eski Osmanlı İmparatorluğu'nun merkezine geldiklerinde, o ve kendini bir şey sanan bütün adamları başkanın 'G-kelimesini' (genocide-soykırım) kullanması gerekmesin diye dua ediyorlardı.
İsrail daha önemli bir müttefik
'G-kelimesi' mi? Eğer bu sözcük bugün Türkiye'de ayağına dolanmasa bile, Obama bir başka kampanya vaadini yerine getirmesi gereken 24 Nisan'da daha kötü bir mayın tarlasına girmek zorunda kalacak. Bu vaat, 1,5 milyon Ermeni'nin 1915'te Osmanlı Türkiyesi tarafından katledilmesini 'soykırım' diye nitelemek. Başkan Clinton ve oğul Bush da Ermeni oyları karşılığında aynı sözü vermişti, ama göreve geldikten sonra Türk generaller hava üslerine erişimlerini ve önemli Amerikan-Türk iş anlaşmalarını kesme tehdidinde bulununca bu önemli sözü tutmadılar.
Bu, Obama'nın adımını atması gereken akademik bir su birikintisinden ibaret değil; tarihin gerçekliğiyle tehlikeli bir yüzleşme, hâlâ yaşayan birkaç kurbanın yanı sıra kemikler ve eski fotoğraflardan oluşan patlayıcı bir bataklık söz konusu. Obama ya bu bataklıktan onuruyla geçecek ya da utançla geri çekilecek; ve bütün Ortadoğu sonuçları izliyor olacak. Bu özellikle de, ironik biçimde Osmanlı dönemindeki Türk katiller gibi Sünni Müslüman olan Filistinliler için hayati bir konu. Zira Obama 94 yıl önce gerçekleşmiş bir mezalim konusunda bile Amerika'nın Türk müttefiklerini incitme riskini alamıyorsa, ABD'nin daha da güçlü bir müttefikini, İsrail'i, Filistin topraklarındaki işgalini, Batı Şeria'da sürekli genişleyen yasadışı Yahudi yerleşimlerini ve Filistinlilerin evlerinin bir Filistin devletinin kurulmasını engelleyecek şekilde yerle bir edilmesini kınayarak incitmesi mümkün mü?
Enver Paşa'nın Türk ordusu ve milisleri, 24 Nisan 1915'ten başlayarak neredeyse bütün Ermeni cemaatini bir araya topladı, yüz binlerce erkeği katletti ve kadınlarla çocukları Anadolu çöllerine ve bugün kuzey Suriye olan topraklara ölüm yürüyüşlerine gönderdi. İsrail'in en üst düzey soykırım akademisyeni de dahil olmak üzere uzman tarihçiler, kurşuna dizmenin, organize biçimde boğaz kesmenin, toplu tecavüzlerin ve adam kaçırmaların, hatta ilkel gaz odalarının tümünün sistematik bir soykırım oluşturduğunda ısrar ediyor.
Ve Obama'nın Ocak 2008'de kampanyasının internet sitesinde tam olarak ne dediğini belgelemek de önemli: "Ermeni soykırımı bir iddia, kişisel bir görüş veya bakış açısı değil, çok kuvvetli tarihsel kanıtlarla desteklenen, yaygın biçimde belgelenmiş bir gerçektir. Amerika Ermeni soykırımı hakkında gerçekleri söyleyen ve tüm soykırımlara güçlü tepki gösteren bir lideri hak ediyor. Ben işte o başkan olmak istiyorum." Bu cümleler verilen sözden caymaya yönelik her türlü çabayı engelliyor gibi görünüyor. Siz öyle sanın.
Şimdiden Obama yönetiminden bu sözden cayma işaretleri gelmeye başladı. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcülerinden Mike Hammer geçen ay, "Şu anda odaklandığımız nokta, ileriye doğru bir adım, ABD'nin Türkiye'yle Ermenistan'a geçmişle uzlaşmaları konusunda nasıl yardım edebileceği" diye konuştu. Obama'nın 'ilerlemek' ve 'uzlaşmak' gibi yan çizen klasik klişeleri içeren böyle bir açıklamanın yapılmasına izin vermiş olmasının anlamı büyük.
Ne Filistinliler ne de Araplar genel olarak 1915 katliamını İsrail'in Filistinlilere muamelesiyle karşılaştırmaya çalıştı, ne de bunu yapmalılar. Fakat onları haklı olarak endişelendiren belli belirsiz tarihsel yansımalar söz konusu. Türkler Van'daki Ermenileri, bölgesel bir süpergüç olan Çarlık Rusyası tarafından desteklenen Ermeni isyancılar doğu Anadolu'daki Türklere saldırdığı için öldürdüklerini iddia ediyor. İsrail de, bölgesel bir süpergüç, yani İran tarafından desteklenen Filistinli 'teröristler' İsraillilere roket atttığı için geçen aralık ve ocakta Gazze'yi bombaladığını savunuyor.
Yine daha acil konular var...
Siyasi paralellikler elbette kesin değil, fakat en başta Ermeni soykırımını tanımayı resmi olarak reddeden bir İsrail'in, Gazze gibi meseleleri tartışabilmesi pek mümkün değildir.
Ancak Obama için daha acil konular var. Amerikalı ve Türk yetkililer şimdiden Ankara'nın ABD'nin Irak'tan çekilmesine nasıl yardımcı olabileceğini tartışıyorlar ve Obama, Bush yönetiminin açtığı devasa yaraları sarmak amacıyla, Türkiye'nin Müslüman dünyayı ABD hükümetine açmaya yardım etmesini istiyor. (6 Nisan 2009)
Kaynak: Radikal